Sakat makat da olsa, havası var/ sevenleri var/geçmişte nice golleri var; Demba Ba yeniden aramıza geliyor. Gelirse başımızın üstünde yeri var da; malul olarak gelmesi, eski kahramanlığına gölge düşürür mü, onu bilmem!
Uzun süre sakat kalmış birinin, yeniden topalanması bayağı zor bir iştir. Bakın, eskiden Veli Kavlak Beşiktaş’ın dinamosu, nükleer enerjisi, turbo motoruydu. Bir sakatlandı, sahalardan uzun süre kayboldu. İyileşip nihayet geri döndüğünde, Kavlak dediğimiz cascavlak ortada kaldı.
Ki, Veli Kavlak; hanımevladı denilen türden çıtkırıldım bir futbolcu da değildir. Mücadeleci, inatçı, dayanıklı, güçlü biridir. Uzun süreli sakatlığın getirdiği güvensizlik ve kırılganlığın pençesine düşmez. Buna rağmen olmuyor.
Demba Ba; teknik, estetik ve atletik olarak bir yığın meziyetlere sahip olmasına rağmen; derin sakatlığın üstünden kolayca gelebilen güçlü bir karakter portresi çizmiyor. Bu yüzden eski günlerine dönmesi o kadar kolay olmayacak...
***
Ayrıca, sorun bunlarla da sınırlı değil... Takımda giderek yükselen bir grafik çizen Cenk Tosun; Demba Ba’nın gelişiyle yeniden yedek kalma stresi yaşayacağını düşünürse, o psikolojik travmayla verimliliğini yok eder.
Demba Ba, elbette önemli bir motivasyon kaynağı... Taraftarın hoşnut kalacağı kesin. Ama başarısı biraz da rastlantıya kalmış sakat birinin, yüksek beklentileri karşılaması, neredeyse sıfır hizasındadır.
Ama Ersan Gülüm için aynı şeyi söyleyemem... Cengaver ruhlu, gladyatör kimlikli, mücadeleden yılmayan tavrıyla; Beşiktaş’a beklenilen katkıyı sağlayacaktır. Onun türünde futbolcu modeli az olduğu için, maçlar eskisi gibi heyecan yaratamıyor. Gelişi, Beşiktaş’a hırs/oyuna sadakat/güven sağlayacaktır. Onunla ilgili kuşkum yok.
Trabzonspor da; Rodellega ile hücum hattını “Kontrolsüz güç, güç değildir” yanlışından kurtaracak, kontrollü bir güç kazandı. Adam sadece sokuluşları sayesinde, rakibe tedirginlik yaratan bir korku kaynağı... İyi bir seçim!