Irak ve Suriye’de yaşanan ve sınırları zorlayan gelişmeler yeni ittifakları da beraberinde getirdi.
Dünün rekabetleri yerini işbirliği alanlarına dönüştürürken, eski dostlukların yerini de yeni rekabet konuları dolduruyor.
İran, ABD ve Rusya IŞİD karşıtı cephede buluştu.
Iraklı Kürtler, bağımsızlık rüyalarına bir adım daha yaklaştılar. Dün, bu rüyaya en büyük desteği sunan hatta bu amaca hizmet edecek koşulları adeta kolları sıvayıp kendisi hazırlayan Washington, bugün Kürtlerin bağımsızlık hedeflerine yaklaşmasından duyduğu rahatsızlığı saklamıyor. ABD’li yetkililerin kullandığı “Kürtler Irak’ın geleceğinde kilit konumdadır” cümlesi, birkaç yıl önce çıtayı yükseltirken, bugünkü konjonktürde bu ifadenin kullanılması, bir “frene basılma momentumuna” işaret ediyor.
Türkiye, (Musul’daki başkonsolosluk olayı dışındaki) gelişmeleri huzurlu bir sükunetle izleyecek noktada duruyor.
ABD Bağdat’a hafta içinde asker gönderdi... Az sayıda da olsa...
İran da Bağdat yönetimine gizliden ve de açıktan farklı muhtevalarda askeri destek veriyor.
İflah olmaz düşmanlar, temiz bir sayfa açmaya çabalarken, Irak krizi hızır gibi yetişti. İran ve ABD’nin ortak düşmanı IŞİD, beraberinde yeni işbirliği olanakları getirdi. İran, ABD, Rusya IŞİD karşıtı açıklamalarda bulunurken, yeni bir stratejik dengenin de habercisi oldular.
Beşar Esad, mevcut konjonktürde varlığını bir miktar daha meşrulaştırırken, IŞİD’i Irak sınırları içinde bombaladı. “Olmaz” denen oldu ve ilk kez bir lider, komşu ülke kendi topraklarını bombaladığı için müteşekkir olduğunu açıkladı! Irak başbakanı Nuri el-Maliki, Irak sınırları içindeki IŞİD mevzilerini bombalayan Beşar Esad’a teşekkür etti.
IŞİD’e karşı cephe geniş. Peki, halkın IŞİD’e verdiği desteği kesecek bir alternatif sunabiliyor mu bu cephe? IŞİD karşıtı cephe yeni bir bloğa işaret eder mi bölgede? Karmaşık görünse de yanıtı belli sorular... Şimdilik sürdürülebilirliği tartışmalı ittifaklardan sözediyoruz.
Ankara’nın Mısır ve Suriye politikası
Bölgesel dengeler ışık hızıyla değişme potansiyeli taşıyor. Hal böyle olunca birkaç yıl öncesinin ezberleri için dönüşüm de kaçınılmaz hale geliyor. Mısır’da en azından şimdilik kalıcı görünen bir Sisi olgusu ve Suriye’de muhalefetin içinden geçtiği transformasyon süreci bazı politikaları gözden geçirmeyi elzem kılabilir. Musul bir günde Bağdat’ın kontolünden çıkarken, Kerkük’de otorite el değiştirirken, Ankara’nın da oldukça hareketli olan bu coğrafya ile ilgili konjonktürel adımlar atmasını beklemek doğru olabilir. Elbette, ilkesel ve temel konularda bir vazgeçiş olmadan olacaktır bu revizyon süreci.