2011 yılının ilk dört ayında Türkiye 6,4 milyon cep telefonu ithal etti, yaklaşık 1,3 milyar dolar para ödedi. Aynı dönemde, ihracatta 5. sırada yer alan Gaziantep’in toplam ihracatı 1,4 milyar dolar oldu. Yani koca şehrin dört aylık ihracatı ancak telefon paramıza yetti. 2001 krizinde IMF’den taksitler halinde gelen 10 milyar dolarla ekonomi çarklarına döndüren ülke 2007’den 2011 sonuna kadar cep telefonuna yaklaşık 13,5 milyar dolar para ödedi. Bir başka rakam, Türkiye 1985-2009 yılları arasında özelleştirmelerden toplam 39 milyar dolar gelir elde etti. 4 yılda telefona ödediğimiz para bunun üçte birinden fazla. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın iPhone 5 almak için yurt dışında kuyruğa girenlere dair eleştirisini bu rakamlarla değerlendirmek gerek.
***
Adına ister refah toplumu deyin ister tüketim toplumu fark etmez, lüksün giderek kutsandığı bir dünyada yaşıyoruz. Cep telefonu iletişim aracı olmaktan çıktı, statü sembolü oldu. Tek taş pırlantası olmayan aşk, aşktan sayılmıyor artık neredeyse... Araba fiyatına, daire fiyatına satılan kol saatleri var ya, hemen hepsinin taklidi var. Komik olan, o taklitler de ithal, İtalya’dan geliyor, yaklaşık 100 dolara satılıyorlar. Kadın çantasında gerçek ürünler için çok para ödeniyor ya, çakma olanlar da ya Çin’den geliyor ya da kısıtlı olarak Türkiye’de üretiliyor. Amerikan malı çocuk odası mobilyası 30 bin dolar, Modoko’ya git, belki daha iyisini 10’da bir fiyata satıyorlar. Ama marka giyip, marka tüketince daha değerli oluyormuş gibi hissettiriyor sistem insana.
***
Uzak bir diyardan, hem çok zengin bir yerden,İsviçre’den,ithalat ve lüks çılgınlığına karşı alınan önlemi anlatayım size. Ülkede trafiğe çıkan 4x4 araç sayısında patlama yaşanınca yetkililer hemen harekete geçtiler. Evi şehir dışında olan yani gerçekten ihtiyacı olanlar için vergiyi sabit tutup, hava atmak için asfalta jiple çıkanlara inanılmaz bir vergi yükü çıkardılar.
Türkiye’de de lüks araç vergisi yüksek ama sonuç değişmiyor. Hoş klasik iktisat teoremlerinin açıklayamadığı başka şeyler de var. Mesela akaryakıt ürünlerine zam gelen ülkelerde trafik rahatlar ama biz de tam aksi oluyor.
Sonuçta tüketirken tükeniyoruz...
***
Cep telefonuyla başladık öyle bitirelim. İster peşin al, ister 24 ay taksitle, fark etmez, elindeki cihazın ömrü bitmeden, hatta cihaz eskimeden, yeni modeli almak ihtiyaçla açıklanamaz. İtiraf edelim, bunu gösteriş için yapıyoruz. Peki gösteriş için bu kadar para ödenir mi? Galiba ilk öğrenmemiz gereken şey taşıdığı telefonun kimseyi daha değerli kılmadığı...