Çocukların karşılarına çıkan durum, söz ya da olaylarla ilgili şaşmaz doğruluk içeren değerlendirmeleri oluyor. Kerem, hiç ilgisinin olmadığını düşündüğüm bir konuyla ilgili yorum yaparken konunun bam teline basıyor, bir film ya da dizi izlerken oynayanlardan birinin ettiği saçma sapan lafları bile dikkate alıp onlara kendince yorumlar getiriyor... Çocukların bu doğrudanlığı, karşısındakinin zayıf noktasını da görüyor. Bence ikisi de aynı yerdeki özden geliyor... Artık pek yapmıyor ya, bundan birkaç yıl önce bana kızdığında ‘Seni sevmiyorum!’ diyordu.
DEMEK Kİ YAŞLA İLGİLİ
Şimdi de Elvan aynı dönemde. İçimden diyorum ki ‘Demek ki yaşla ilgili’... İstediği bir şeye hayır deyince, açıklamasını yapsam bile ‘Senden nefret ediyorum. Sen hiç iyi bir anne değilsin’ diyor. Bunu öyle büyük bir ciddiyetle, kaşlarını çatarak ve ağız dolusu söylüyor ki gülmemek işten değil! Ben de içimden gelen gülme isteğine karşı koymak için kaşımı gözümü toparlamaya çalışıp ‘Bana çok sinirlendiğini görüyorum. Ama kızgın olmakla nefret etmek aynı şey değil. Hem ben senin annenim. Sen bana kızsan da benden nefret etsen de! Şimdilik elimizdeki malzeme bu’ deyip ellerimle baştan ayağa kadar kendimi gösteriyorum. ‘Eğer hala aynı şekilde düşünüyorsan ileride yine konuşuruz olur mu?’ diye de ekliyorum. Kıkırdamaya başlıyor ‘Haaayııır!’ diye kıyamayan bir sesle ‘Senden nefret etmiyorum ama çok kızgınım. Hiçbir şeye izin vermiyorsun’ diye son kozunu oynuyor. ‘Her istediğine izin vermeyeceğim. Sana nedenini de açıklıyorum’ diyorum, böyle durumlarda... Sonra tansiyon ya daha da yükseliyor ya da hafifçe boynunu büküp ‘Aslında biliyorum anne. Özür dilerim. Sen benim biricik annemsin’ sözleriyle beni sarıp sarmalıyor... İşte böyle her an benim ‘Anneler Günü’m oluyor... Çocuklarıma sarılırken kimi uzak kimi yakın anılar birikiyor zihnimde. Annemi düşünüp gülümsüyorum. Hem çocuk hem anne olmanın keyfini yaşıyorum...
Bir de küçük bir not: Özel günler en çok sevdikleri yanında, yakınında olmayanları olmayanları etkiliyor... Anneleri hayata veda eden arkadaşlarım ellerini, kollarını nereye koyacaklarını bilemiyor. Yanan yüreklerinize bir damla su olabilseydim keşke...
ANNENİN AJANDASI
Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali
Türkiye’nin en büyük çocuk ve gençlik sanat organizasyonu, 3. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali, 15 Mayıs’ta başlıyor, 16 Haziran’DA SONA ERİYOR. Amaç sanat eğitimİYle ilgili kalitenin artırılması, çocuk ve gençlerin güncel sanat uygulamalarının içinde yer alması, dezavantajlı grupların sanat çalışması yapması ile çocukların ve gençlerin ürettiği özgün sanat çalışmalarının kamusal alanlarda toplumla paylaşılması amacını taşıyor. Tüm etkinlikler ücretsiz. Beşiktaş Çağdaş, Mustafa Kemal Merkezi (MKM), Kadıköy’deki Karaköy İskelesi, Şirketi Hayriye Sanat Galerisi, Galat SALT, Kadıköy Rıhtım Meydanı, Doğuş Üniversitesi ve şehir hatları vapurlarında...
Dünya Oyun Oynama Günü
Güney Koreli doktor Freda Kim’in fikir annesi olduğu Dünya Oyun Oynama Günü, 1999’dan bu yana her 28 Mayıs’ta pek çok ülkede kutlanıyor. Türkiye’de ise beşincisi kutlanacak. Bu özel gün için, FMV Işık Okulları da bir dizi etkinlik düzenliyor. Marmara ÜNİVERSİTESİ ile birlikte gerçekleştirilecek ‘Oyun Oynamak İçin Zaman Yaratıyoruz’ ana temalı ortak panel de onlardan biri... Bugün saat 13.00’te FMV Işık Okulları Erenköy Kampusu Osman Erbelger Oditoryumu’nda
Şanslı filler atölyesi
Ankara’daki Bilkent Center’da düzenlenen ‘Şanslı Filler Atölyesi’ sayesinde çocuklar sanatla iç içe keyifli bir vakit geçiriyor. İki haftada bir pazar günleri düzenlenen sanat atölyeleri ücretsiz... Bu etkinlikler sayesinde minikler bireysel becerilerini ortaya çıkarmalarının yanı sıra sanatsal yaratıcılıklarını keşfetme imkanı yakalıyor. Bir sonraki atölye 18 Mayıs’ta.