Halk arasında anne sütünü artırmak için önerilen bitkilerin etkileri bilimsel araştırmalarla da destekleniyor. Çemen tohumu, ısırgan yaprakları, çörek otu ve rezene doğal desteklerden bazıları...
nne sütü nitratlar, yağ asitleri, kaloriler, vitaminler, bazı mineraller gibi besleyici temel öğeler bakımından zengin olmasının yanı sıra, bağışıklık sistemi henüz gelişmemiş olan bebeğin hastalıklara karşı korunmasında gerekli desteği sağlamaktadır. Bu bakımdan anne sütü yeni doğan bebeklerin sağlıklı gelişimi için en önemli kaynak olduğu biliniyor. Anne sütünde beyinde hipofiz bezinin ön tarafında bulunan özel hücreler tarafından salgılanan prolaktin isimli hormon rol oynamaktadır. Yeni doğan tarafından meme başına yapılan emme uyarısı prolaktin sekresyonunu başlatan klasik bir nöro-endokrin reflekstir. Ancak doğumu takip eden süreçte yeterli miktarda süt oluşumunun sağlanamaması anne sütünün kesilmesine yol açabilmektedir. Özellikle yorgunluk, stres, duygusal sorunlar, anne veya bebeğin hastalığına bağlı olarak anne ve bebeğin ayrı tutulması, vb. birçok etkene bağlı olarak laktasyonun baskılanması söz konusu olabilmektedir.
Galaktagoglar ya da laktojenikler, anne sütünün miktarı ve kalitesinin artırılmasında yararlanılan maddelerdir. Bu amaçla kullanılan bazı sentetik ilaçların (motium, metoklopramit) kan-beyin engelini geçerek santral sinir sisteminde hasar yaptığı biliniyor. Dolayısıyla halk arasında özellikle bitkisel çay ya da besleyici karışımlar tercih edilmektedir.
Bitkisel galaktagog tercihlerinde anne sütü miktarını artırıcı, sütün akışkanlığını sağlayıcı özelliklerinin yanı sıra anne ve bebekte sinir sistemini rahatlatıcı, anne ve bebekte gaz/sancı sorununu giderici ve yeterli süt oluşumunu sağlamak üzere gerekli, vitamin, mineral gibi elementleri sağlayıcı formülasyonlardan yararlanılıyor.
Sekiz gün sonra etki ediyor
Daha önce bu köşede yayımlanan bir yazımda çemen tohumu ve ısırgan yapraklarının etkisinden bahsetmiştim. Aradan geçen süreçte bu konuda yayımlanan bazı yeni bilimsel araştırmaların sonuçlarından bahsetmek istiyorum.
Anne sütünü artıran bitkilerden biri olan çörekotu tohumu yemeklerimizde yararlandığımız bir lezzet öğesi olmasının ötesinde sağlığımız için tam bir savaşçı. Çörekotunun sağlığımız üzerinde etkilerinden daha önce bahsetmiştim. Deney hayvanları üzerinde yürütülen yeni bir çalışmada çörekotu tohumlarının süt artırıcı etkisi araştırılmış. Değirmende toz haline getirilen tohumlar sıcak su içerisinde 15 dakika kaynatılarak hazırlanan sulu özüt ve yağı uzaklaştırılmış tohumlardan alkol (yüzde 80’lik) ile tüketilerek elde edilen alkol özütü, emziren anne sıçanlara ayrı ayrı 15 gün süreyle iki farklı dozda (kilogram vücut ağırlığı başına 0.5 ve 1 gram) uygulanmış. Sonuçlar anne sütü miktarındaki değişim ve bebek sıçanların ağırlığında değişim izlenerek değerlendirilmiş ve hem sulu hem de alkollü özütün anne sütü miktarını ve yeni doğan ağırlığını belirgin bir şekilde artırdığı gözlemlenmiş. Çörekotunun bu etkisinin uygulamanın sekizinci gününden sonra belirginleştiği bildiriliyor. Yani etkinin sağlanması için uzun süreli kullanılması gerekiyor.
Rezene de öneriliyor
Anne sütünü artırmak üzere halk arasında kullanılan diğer bitkilerden; anason (Pimpinella anisum), rezene (Foeniculum vulgare) ve frenk kimyonu (Carum carvi) meyveleri, her üçü de aynı bitki ailesinden. Bunlardan anason ve rezene benzer bileşenlere sahip. İçerisindeki uçucu bileşenlerden anetolün kadın hormonuna benzer (östrojenik) etkisine bağlı olarak süt salgısını artırdığı, adeti söktüğü ve doğumu kolaylaştırdığı bildirilmektedir. Doğumu kolaylaştırıcı etkisi nedeniyle doğuma yardımcı olması için hamileliğin son haftasında kullanılması öneriliyor. Anetol yapısal olarak dopamin ile benzeştiğinden, dopaminin reseptöre bağlanarak prolaktin sekresyonunu baskılayıcı etkisini önlemekte, buna bağlı olarak da prolaktin salımını uyararak süt üretiminin artmasını sağlamaktadır.
Anason da anne sütü artırıcı özelliğinin yanı sıra yatıştırıcı ve rahatlatıcı, anne ve bebekte gaz, şişkinlik, iştah kaybı gibi önemli sindirim sorunları üzerinde etkisine bağlı olarak halk arasında kullanılıyor. Rezene ve anason özellikle bebek koliklerinde yararlı olabiliyor. Bu bitkiler süt artırıcı özelliklerinin yanı sıra anne ve bebeği soğuk algınlığı enfeksiyonları, öksürük, bronşit gibi hastalıklardan da koruyucu rol üstleniyor. Anasonun sulu ve alkollü özütlerinin deney hayvanlarında süt üretimi üzerindeki etkisi, çörekotu üzerinde araştırma yapan grup tarafından benzer deney protokolü ile incelenmiş. Değirmen ile parçalanan anason meyvelerinden çörekotunda olduğu gibi su ve alkolle (yüzde 80’lik) iki ayrı özüt hazırlanmış ve yine emziren sıçanlara aynı miktarlarda 15 gün süresince verilerek sonuçlar değerlendirilmiş. Anasonun sulu özütünün verilmesinden 23 saat sonra süt miktarının hemen hızla arttığı ve yedi gün sonunda en yüksek değerine eriştiği, ancak daha sonra tekrar düşüş gösterdiği gözlemlenmiş. Alkollü özütün etkisi ise üç gün sonra başlayarak süt miktarında 15 gün sonunda sulu özütten daha yüksek bir değere ulaşmış. Alkollü özütün daha yüksek etki göstermesi içerisinde trans-anetolün yanı sıra anasona kokusunu veren anetol taşıması ile ilişkilendirilmiş.
Rezene ve anason süt arttırıcı özelliklerinin yanı sıra anne ve bebeği soğuk algınlığı enfeksiyonları, öksürük, bronşit gibi hastalıklardan da koruyor.
Halk arasında anne sütünü artırmak için önerilen bitkilerin etkileri bilimsel araştırmalar ile de destekleniyor. Hiç şüphesiz bu amaçla kullanılacak bitkilerin kalitesinin anne ve bebeklerin sağlığı üzerinde doğrudan etkili olabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Dolayısıyla mutlaka tarım ve veteriner ilaçları, ağır metaller ve çevresel toksinler taşıyıp taşımadığı kontrol edilmiş, mikrop bulaşmamış; kalitesine güvenilir ambalajlı ve markalı ürünlerin kullanılması gerektiği unutulmamalı.