Çocuk soruları, çocuk cümleleri dünyanın bütün kasvetini, gerilimini dağıtan, dahası dünyayı güzelleştiren bir enerjiye sahip.
Dahası, soru sormaları bile gerekmiyor, o muhteşem gözlerini kocaman açarak baktıkları her şey zihinlerine kaybolmamacasına kazınıyor.
Masumiyet, hesapsızlık, hayal gücü… Ama öyle bir hayal gücü ki, gerçek başka hiçbir araçla bu kadar iyi tasvir edilemiyor.
Yoğun bir gün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde. Önce Milli Güvenlik Kurulu toplandı, ardından Bakanlar Kurulu.
İşte tam da o akşam, daha doğrusu gece yarısı, 12 saatlik bir toplantı trafiğinin ardından sürpriz yaparak Külliye önündeki Şehitler Makamı’nı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım önce çocukların coşkusuyla karşılaştılar.
Küçük bir kız çocuğu, Cumhurbaşkanı’na “Merhaba,” deyince, sayısız badireler atlatmış, defalarca milleti tarafından seçilmiş, bir ülkenin tarihine damgasını vurmuş bir liderin ötesinde bir dedenin torununa vereceği sıcaklıkta bir cevapla karşılaştı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın etrafını, çocuklar, büyükler, orayı ziyarete gelmiş vatandaşlar sardı birdenbire. Birlikte fotoğraf çektirmek isteyenler, birkaç cümle konuşmak isteyenler sıraya girdiler.
Biraz uzaklaşarak, geriden bu buluşmayı izliyorum. Arada fotoğraf çekmeye çalışıyorum. Saat geç. Şehitler Makamı anıtının kendine has bir ışıklandırması var. Anıtın bir diğer ucunda, çevredeki kalabalığı fark etmeyen bir başka çocuğa gözüm takılıyor. Yerde bir şeyle oynuyor. Dikkat kesilmiş.
“Anne sen hiç turuncu uğurböceği gördün mü?”
Bir şehitler anıtının altında, ağır bir darbe girişiminden tam bir yıl sonra, o anıtın bir diğer köşesinde ülkenin hem cumhurbaşkanı, hem de başbakanı ziyaretçilerle buluşurken, o huzurlu ortamda bir gece masalı görüyordu besbelli o küçük kız çocuğu.
Suriye’de, Irak’ta ya da bir başka coğrafyada savaşlarla, uluslararası askeri müdahalelerle masalları parçalanan, bir mülteci botunun batmasıyla bedeni kıyıya vuran akranlarının aksine mutlulukla, yine mutlu ifadelerle liderini izleyen annesine masalını sesleniyordu küçük kız.
O gece, 15 Temmuz 2016 gecesi sokakta darbeye karşı direnenler, yaralananlar, şehit düşenler sayesinde işte o küçük kız çocuğunun düşleri, masalları parçalanmadı.
O çocuğun mutlu ve sevimli bir tebessümle annesine seslendiği o düşü, masalı en büyük gerçeğimiz değil mi?
Huzurumuz, birliğimiz…
Allah şehitlerimize tekrar tekrar rahmet etsin. Gazilerimizden razı olsun.