Ölüm insan teki için kaçınılmaz. Birçok kişi çocukluk döneminde yakınlarından birinin ölümüyle karşılaşır. Ölen kişi bazen anne baba kardeş gibi en yakın kişiler, bazen nene dedeler bazen de kendi arkadaşları olabilir. Anne babaların çocuklara ölümü anlatma, cesedi gösterip göstermeme, ölüyü gömme sürecine katılıp katılmama, ağıtlar arasında bırakıp bırakmama, yakının ölümünden sonra çocuğun etkilenme derecesini takip etme vb. konularında ne yapacaklarını bilmeleri gerekiyor.
Çocukluk çağında psikolojik travma yaşamış kişilerle çalışırken dinlediğim travma öykülerinden biri de çocuğa ölen yakının cesedinin gösterilmesi. Çocuklar ölümü anlamakta zorluk çeker ve ceset görmek onları kalıcı korku ve endişe içinde bırakabilir. Önce size dinlediğim öykülerden örnekler vereyim.
“Anneannemi çok severdim. Anneannem öldüğü zaman ölü bedenini öpmem istendi.” (Kişinin içinde anneannenin ölü bedenini öpmesi sırasında var olan çocuk kişilik şöyle dedi: “Bedeni o kadar soğuktu ki, hala üşüyorum.” Bu kişilik bedeni kontrol ettiğinde kişi de aniden üşüyor)
“Anneannemle yakındık. O öldüğünde altı yaşındaydım. Öldüğü zamanı unutamıyorum. Onun evine girdiğimde onu beyaz bir örtü ile kapatmışlardı. Annem çığlıklar atarak saçını başını yoluyordu. Kadınlar ağlıyordu. (Kişi ilk zihinsel bölünmesinin o anda olduğunu söyledi)
“Ben altı yaşında iken bir yaşındaki kardeşim öldü. Komşular toplanmıştı. Bahçede onu kefenlediler. Ben kendi başıma kalmıştım. Kimse bana bir şey demedi. Uzaktan olup bitenleri seyrettim. Halen o sahne canlı bir video gibi aklımda.”
Çocuğa ceset göstermeyin!
Çocukları en sevdikleri olsa bile ceset görmesine izin vermeyin. Gömülme sahnesini de izletmeyin. Ağıt ve ağlamanın olduğu ortamlara da sokmayın. Bu üç sahne de yukarıdaki klinik örneklerde görüldüğü gibi çocuğun kaldırabileceğinden daha fazla korkutucu ve acı doludur.
Çocuğun sevdiği, hayatında önemli yeri olan kişi ölümcül hasta ise çocuk ölümden önce o kişiyle görüşebilir. Adına veda görüşmesi demeden bir vedalaşma ortamı oluşturulabilir. Ölümden sonra o kişinin mezarına götürülebilir.
Çocuklara ceset göstermeyin ama onlarla ölüm konusunda konuşmaktan kaçınmayın. Çocuğun olup biteni anlamlandırmasına eşlik etmelisiniz. Eğer siz konuşmazsanız çocuk bu anlamlandırmayı kendi başına yapar. Bu kendi başına anlamlandırma işi de çocukta korku bırakan bir hale kolayca gidebilir.
Çocuklara ölümü cennet üzerinden anlatmak kültürel kodlarımız içinde uygun bir yoldur. Çocuğa cennetin iyi bir yer olduğu, ödül olduğu, ölen kişinin orada mutlu olduğu söylenebilir. Çünkü çocuklar hiçliği anlamaz ve yok olup gitme fikrinden tedirgin olabilir. Ayrıca ölen kişinin uzun süreli hastalığı ve hastalığa bağlı acıları varsa, ölümle acılarından kurtulduğu da söylenebilir.