Bu yazının yazıldığı şu ana kadar, Nyon’da yapılan savunmaların sonucu henüz çıkmadı. Karar ne oldu bilmiyoruz. Ama sonucu belli bir durum var ki; Türk futbolu adına gerçekten önemli bir kazanım...
O da şu:
Beşiktaş’ın kongresi nedeniyle, Fikret Orman ve Serdal Adalı başkanlık için birbirine rakipti. Birbirine karşı oy üstünlüğü kurmak için var güçleriyle mücadele eden iki aday, seçim sonrasında kader birliği yaptı. UEFA ikisini ortak çağırdığı için, zaten birlikte olmaya mecburdular. Ama Orman ve Adalı; genel kurulun hemen sonrasında oluşan bu kader anı için, seçimden arta kalan bütün olumsuz kalıntıları çöp kutusuna attı. Tam aksine kenetlendiler. Sergiledikleri ortak tavır; yalnız Türkiye için değil, dünya aleme örnek oldu. Tebrikler ve hatta teşekkürler.
***
Adalı, başkanlık gibi önemli bir pozisyonu kaybederken; İsviçre’de rakibine ne denli dostane davranırken, Galatasaray’ın eski yönetimindeki bazı üyeler, genel kurula bile katılmadı. Oy kullanmadılar. Protesto içerecek şekilde tatile kaçtılar.
Galatasaray camiası, diğer kulüp camialarına göre kendisini daha özellikli ve nitelikli bir konumda görür. Hatta ayrıcalıklı sanır. Ama iki kulübün neredeyse aynı andaki genel kurulları, durumun sanıldığı gibi olmadığını gösterdi. Protestocu Ali Dürüst-Abdürrahim Albayrak ikilisi; Fikret Orman-Serdal Adalı ikilisi karşısında sınıfta kaldı. Kişisel menfaatler söz konusu olduğunda, kulüp menfaatlerini kulak arkası ettikleri net bir şekilde anlaşıldı.
İşin tuhafı, genel kurulda oy kullanmayan ya da genel kurula hiç gelmeyen eski yönetim kurulu üyeleri, bu iki kişiyle sınırlı değildi. Eskilerin hiçbiri gelmedi. Başkanla küsler...
Özellikle bu açıdan bakıldığında; Fikret Orman ve Serdal Adalı’nın Beşiktaş’ın geleceği ve çıkarları için birbirlerine kenetlenmesi, daha da anlam kazanıyor. Türk futbolunun bu örnekten alacağı çok ders var.
Ama anlayana!