Kusura bakmasınlar, ama benim aklım almıyor. Son birkaç gündür gazeteler ABD Başkanı’nın eşi Michelle Obama’nın bilgisayarına uzaktan birilerinin girdiğini ve içindeki mahrem bilgileri elde ettiğini yazıp duruyor. Nasıl yani
Bir internet sitesi gizlice elde edilmiş mahrem bilgilerden bazılarını açıkladı... Bilgiler doğru mu yanlış mı, Beyaz Saray’dan açıklama gelmediği için bilinmiyor... Bilgisayar korsanları, sadece Başkan eşinin değil Başkan yardımcısı Joe Biden’in, Hillary Clinton’un, FBI müdürüyle Los Angeles polis şefinin de mahremine girdikleri iddiasında...
Daha neler...
Hepimiz iş yerimizde ve evimizde kablosuz bağlatılardan internete giriyoruz. Pek çoğumuz üzerinde biraz düşünülünce tahmin edilebilecek şifreler kullanıyoruz. Kafaya takan birileri biraz çabayla şifreyi keşfedip sakladığımız bilgilere sahip olabilir...
Ev ve işyerindeki kablosuz bağlantıları birkaç dereceli şifrelerle geçilmez hale getirdik diyelim, son zamanlarda başımıza bir de akıllı telefonlar üzerinden kablosuz bağlantılara erişme imkânı çıktı. Galiba esas sorun da bu: Gözümüz gibi sakladığımızı sandığımız bilgilerin içinde bulunduğu bilgisayarımızı internete telefon üzerinden bağlamak...
Her fırsatta internete bağlandığımız akıllı telefonların kendilerine de bazı mahrem bilgileri yüklüyoruz...
Michelle Obama, Biden, Clinton’un bilgileriacaba nerede çalındı? Evde mi, iş yerinde mi, telefonla mı? Yakında kendi devlet yöneticilerimizin mahrem bilgileri de ortalığa dökülürse şaşırmamamız isteniyor sanki. Böyle bir dünyada yaşıyoruz...
Gerçekten böyle bir dünyada mı yaşıyoruz, yoksa öyleymiş gibi haber çıkması mı istendi? Kuşkum var çünkü...
“ABD başkanının yakınlarının mahrem bilgileri ele geçirilebiliyorsa, sizin bilgisayarlarınıza girilmesine ses çıkarmayın” mı demek isteniyor birilerine dersiniz?
Sahi George W. Bush ne yapıyor? ABD’yi çağdaş bir Roma İmparatorluğu olarak dizayn etmeye çalışan, dünyanın dört bir tarafına gönderdiği uçaklarla demokrasi taşımaya kalkışan, dünyanın en zengin halkını tam iki defa kendisine oy vermeye ikna ettiği halde koltuğu boşalttığında arkasından teneke çalınan Bush?
Kardeşi Jebb 2016 yılında başkanlığa aday olmayı düşündüğünü açıkladı. Ancak George W.’dan pek ses çıkmıyor...
Yabancı gazeteler arasında dolaşırken ilkokul talebesi elinden çıkmışa benzeyen birkaç resimle karşılaştım: Sadece saçı ve çıplak sırtı görünen bir adam, yüzü duşun aynasına vurmuş... Bir de köpüklü küvet içinde oturan birinin su içindeki ayakları... Resimlerin yanında fotoğrafını görünce meraklandım. Meğer ressamlığa soyunmuş George W. ve ilk ‘eserlerini’ de kamuoyuyla paylaşmış...
Önce köpek resmi çizmeye başlamış emekliliği sonrası Teksas’a yerleşen Bush... 50 kadar köpek resmi çizmiş; biri ölen Barney adlı köpeğinin yağlı boya resmiymiş... Eli alıştıktan sonra kendi resimlerini yapmaya başlamış... Yarı-çıplak resimler...
Psikiyatristler ilgilenirler belki...
Resim hocası da varmış... Hoca bir ay ders vermiş Bush’a; şimdilerde soranlara, “George W. tarihe büyük bir ressam olarak geçebilir” açıklamasını yapıyormuş...
Bu not bana bizim ‘tarihimizin büyük ressamı’nı hatırlattı: Kenan Evren’i... O da emekli olduğunda çekildiği Marmaris’te resme merak sarmıştı. ABD ziyaretinde uğradığı çağdaş sanatlar müzesinde karşılaştığı Picasso tablolarına bakıp “Bunları ben de yaparım” demişti Evren...
Gerçi Picasso-vâri resimlerini görmedik, ama fotoğraflardan çalıştığını sergilediği tablolarından biliyoruz. Sorulduğunda “Ben empresyonist resim yaparım” cevabını veriyordu 12 Eylül darbesinin lideri... ‘Eserlerini’ gören ünlü ressam ve heykeltraşlar “Muhteşem” diyorlardı... “Öğrenmem gereken bir şey var mı?” diye sormuş, “Sizin bir eksiğiniz yok ki” diye yüreklendirmiş kendisini ünlü ressam ve heykeltraşlar...
Nedir bu Bush ve Evren gibilerin resim merakı, anlayanınız var mı?
İleri gelen Amerikalılar’ın mahrem bilgilerine tcavüz edilmesini de, Bush’un yaptığı resimlerin gözümüze sokulmasını da anlamıyorum işte.
Var mı diyeceğiniz...