Ankara’daki miting sırasındaki patlama “dramatik siyasal olay” niteliğinde. Öylesine dramatik ki, Türkiye siyasal tarihinin en büyük terör saldırısı. 95 insanımızın feci şekilde ölümüne sebep oldu. Bu feci ölüm şekli zihinlerde ve duygularda kalıcı ve çok güçlü bir şekilde yer bulacaktır. İnsan acılarının öyküsünü dinlemeye alışık biri olarak bu olayın üreteceği acıyı iliklerime kadar hissediyorum. Yaralananların, olaya şahit olanların, aidiyet duyanların, bu ülkenin geleceği için endişelenenlerin yüreği uzun süre yanmaya devam edecektir.
Dramatik siyasal olayların dramatik etkileri
Dramatik siyasal olaylar, toplumu çok boyutlu ve derinden etkileyecek kadar önemli olaylardır. Bu türden olaylar toplumun fay hatlarına etki ederler. Olay sonrası yakın ve uzak dönemde bir dizi gelişime sebep olurlar. Seçim öncesi gerçekleştiğinde seçim sonuçlarına etki ederler. Örneğin Madımak olayı dramatik siyasal olaydı. Bir dizi sonuçları oldu. 7 Haziran öncesi Diyarbakır patlaması diğer bir örnek. HDP oylarında 2 puan artışa neden olmuştu. Suruç patlaması çatışma sürecinin tetikleyicisi oldu. Ankara’daki bu feci terör olayı da en az üç gelişmeye sebep olacaktır.
Bombalar siyasal gerilimi arttıracak
Ankara patlaması sırasında ölen kişiler içinde HDP üyesi olduğu kadar DİSK, KESK, TMMOB ve TTB gibi siyasallığı keskin meslek örgütlerinin üyeleri de var. Bu kesimler bombanın faili olarak AK Parti’yi göstermede ısrar edeceklerdir. Etki ettikleri toplumsal kesimler de bu açıklamayı doğru kabul edeceklerdir. Bu olay Türkiye’nin gerilimine yeni bir gerilim katacaktır. Muhafazakar kesimler için ise, bu olayın kendileriyle ilgisi olmadığı, ama kendilerini zora sokmak için yapıldığı ve kullanıldığı açık. Dolayısıyla iki farklı açıklamaya inanan farklı toplumsal kesimler arası gerilimi artacaktır.
HDP ihtiyaç duyduğu psikolojik ortamı yakalayabilir
Bu dramatik olayın ikinci etkisi çatışma sürecinde oluşan psikolojik ortamı değiştirmesi olacak. PKK “Suruç patlaması” sonrası eline altın fırsat geçtiğini düşünerek çatışma sürecini başlatmıştı. İşler PKK’nın beklediği gibi gitmemiş. Devlet beklenmedik bir siyaset ve operasyon becerisi göstermişti. Geçen sürede PKK önemli oranda kayıp vermiş. HDP ise 7 Haziran seçimi sürecinde yakaladığı pozitif psikolojiyi kaybetmişti. Bu süreci değiştirebilecek dramatik siyasal olaya ihtiyaç vardı. Bu olayın oluşturduğu “mağduriyet duygusu” HDP’ye yeniden söylem kurma şansı verecektir. Nitekim “devrimci halk savaşı” çağrılarıyla şehirlerde halkı harekete geçiremeyen HDP ve PKK, bu olay sonrası şehirlerde protesto gösterileri yapma imkanı buldu.
Meslek örgütleri HDP birlikteliği perçinleşti
Bu dramatik siyasal olayın üçüncü sonucu ise, DİSK, KESK, TMMOB, TTB gibi meslek örgütleri ile HDP birlikteliği daha kalıcı hale gelmesi olacaktır. Artık aralarındaki ilişki bir kader birliği ilişkisine dönecektir. Düne kadar bu kesimlerin PKK eylemlerinin devam ettiği bir ortamda HDP’ye destek vermesi zordu. Artık bu zorluk aşıldı. Hele KCK’nın eylemsizlik ilan etmesi sonrası, bu kesimlerin HDP’ye desteği daha mümkün hale gelecektir.
Bombalar kimin işine gelmez?
Bu tür siyasal mühendislik etkileri olan terör olaylarında “bu olay kimin işine yarar?” sorusunun sorulması konusunda yaygın kanaat var. Ankara patlamasında bu soru bize az yardımcı oluyor. Soruyu şöyle sormak daha aydınlatıcı: “Bu patlamalar kimin işine gelmez?”. Soruyu böyle sorduğumuzda cevap daha açık: “AK Parti’nin işine gelmez”. Çünkü patlama sonrası zor durumda kalan, en azıyla güvenlik açığı ile suçlanan AK Parti. Bu sebeple Demirtaş’ın olayın 10 dakika sonrasında yaptığı konuşmada iktidarı suçlaması yersiz ve kasıtlı.