Bir ‘canlı bomba’nın kendini Ankara’daki ABD büyükelçiliği girişinde patlatması olayı size şaşırtıcı geldi mi? Şaşırtıcı gelmemeli. Türkiye’nin doğrultusu terörün tam da şu sıralarda boy göstermesini tahrik ediyor çünkü.
Gereksiz yere paniğe kapılınmaması için hemen bir uyarıda bulunayım: Ülkemizde görevi terörle mücadele olanlar bu gerçeği çok iyi bildiklerinden herkes daha tedbirlidir.
Ülkemiz çok yönlü saldırılar altında... Biz kafamızı daha çok PKK’ya taktığımız için diğerlerini pek fark edemiyoruz; ancak isterse en az PKK kadar etkili şiddet kullanabilecek başka örgütlerin de hedefi ülkemiz...
Hepsiyle eşzamanlı bir mücadele yürütülüyor şu sıralarda; böyle ortamlar kendi içinde sıkıntıları da taşırlar. Üzerine gidilen örgütler mecallerinin sonuna kadar kendilerini güçlü gösterecek eylemler yapma çabasına girerler. Örgütü silâh bırakmaya sevk edecek süreç başladığında, bundan rahatsızlık duyanlar veya şiddetten vazgeçmeye hazır olmayanlar hiyerarşi-dışı güç gösterilerine sapabilirler.
Tabii bir de çevremizi kuşatan olumsuz şartlar var.
Ne kadar aksi ileri sürülürse sürülsün, Suriye’de, “Türkiye olmasaydı ‘isyanı’ onbeş günde bitirirdim” görüşünde köşeye sıkışmış bir rejim var.
Suriye’deki rejim değişikliğini tehlikenin kendi sınırlarına dayanması olarak değerlendiren başka ülkelerin varlığını da unutmayalım. Bir başka komşumuz ise, yönetimde ‘2 numaralı’ koltukta otururken idam cezasına çarptırılan bir siyasetçi konuk edildiği için ülkemize diş bilediğini hiç saklamıyor. Bölgenin bir başka güçlü devletinin hükümetiyle de ‘özür dileme’ ihtilâfı yaşıyoruz.
Bunların herbiri, istedikleri taktirde, Ankara’dakine benzer eylemler sahneleyebilme imkânına sahip...
Eylem için hedef olarak ABD büyükelçiliğinin seçilmiş olması mânidar. İstense çok daha fazla sayıda insanın hayatının kaybetmesiyle sonuçlanabilecek biçimde de gerçekleştirilebilirdi bu eylem; bundan, amacın güç gösterisiyle sınırlı olduğunu çıkarıyoruz. ABD büyükelçiliği gibi olağanüstü korunan bir yerde patlatılıyor bir militanın üzerinde taşıdığı bomba; ancak militan vize için çok sayıda kişinin sırada beklediği ikinci kapıya yönelmiyor...
Şiddet kullananlar bildik terör örgütleri olabildiği gibi, terör eylemlerinin arkasında örgütleri manipüle edebilecek çaptaki istihbarat örgütleri de bulunabiliyor. İstihbarat dünyası karmaşık ilişkilerin söz konusu olduğu bir dünyadır; ipin ucunu çekmeye başlayıp sona vardığınızda başlangıçta tahmin ettiğinizle karşılaşmayabilirsiniz.
Terör, hedef seçilen ülkelere biçim vermek isteyen devletler tarafından da kullanılabiliyor.
Aceleci değerlendirmelerden kaçınmak şart.
PKK mı? DHKPC mi? El-Kaide türü bir yapılanma mı? Suriye mi? İran mı? Irak mı? İsrail mi? Yoksa bu ‘olağan şüpheliler’ dışında bir örgüt veya devlet mi var eylemin arkasında?
İşte size bir dizi soru...
Cevap ne peki? Hangisinin eseri bu eylem?
ABD büyükelçiliğinin hedef seçilmesine ve sesin gür çıkmasının ölü sayısının fazlalığından daha çok önemsenmesine bakıldığında, eylem, çok yönlü operasyonlarla yok edilmeye çalışıldığını fark ederek karşı saldırıya geçme ihtiyacı duymuş bir örgüt tarafından sahneye konulmuşa benziyor.
Tedbirli olmakta yarar var.