FETÖ elebaşı öldü!.. Devletimize kast etti. Bir nesli zehirledi. İnsanların hayatını kararttı. İtikadı bozuktu. Namazdan mühim olanı sohbete katılmaktı. Zekât yerini burs almıştı. Kurban kesmek değil parasını vermek vacipti. Hac yerine "Pensilvanya"ya gitmek şarttı... Hak yemeyi, sınav hilesini, iftira ile görevden aldırmayı "dini vecibe" olarak sunuyordu, insanların canını hiçe saydı. Sonuçta ne oldu. Vatandaşlıktan çıkarıldı. Ölürken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değildi. ABD'nin kucağında bir vatansız olarak öldü...
BİZİM SUÇUMUZ YOK DİYENLER OLACAK!
Dışişleri Bakanı Sayın Fidan'ın ifadesi ile bu örgüt "türüne ender rastlanan bir tehdit odağı" idi. Emeline ulaşamadı. Bugünden sonra "örgüt içi suçlamalar" ve "itiraflar" gündeme gelecektir. Her zaman dikkatli ve ayık olmak gerekiyor bu manada. Zira bir kısım "örgüt mensubu" "bizim olaylarla bir alakamız asla olmadı, şunlar yaptı" diyerek kendisini "ibra etmek için" adımlar atacaktır.
DİN İSTİSMARI MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR
Şimdiye kadar pişman olmamış, samimi biçimde nedamet getirmemiş kimselerin bugünden sonraki dönüşlerine şüphe ile bakmak gerekiyor. Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç'un sözü bu anlamda önemli: "Ülkemiz aleyhine esaslı bir milli güvenlik sorunu olarak devam eden bu örgütle mücadele FETÖ elebaşı ile sınırlı olmayıp, tüm unsur ve uzantılarıyla sürecektir". Evet, kesinlikle tüm hassasiyet sadece FETÖ'ye değil tüm türevi olabilecek unsurlara dönük olmalı. Din istismarı, ciddi bir milli güvenlik sorunudur. Buna hiçbir zaman ve zeminde imkân verilmemeli...
BAHÇELİ'NİN KONUŞMASI
Dün grup toplantısında yaptığı konuşma ile Sayın Bahçeli, siyasette angajmanı değiştirdi. Aslında bu konuşma önceki iki konuşmasının şerhi durumundaydı. Yaklaşmakta olan tehdide karşı iç cephenin tahkim edilmesine dönük önemli bir çerçeve sundu. Bu konuşmalarla, çağırılarla Bahçeli, terörü bitirmek için önemli adımların atılabilmesine yeşil ışık yaktı. Ancak şerhini de koydu. Bu süreç "iki taraflı" olmayacak. Örgüt tek taraflı kendisini fesih ettiğini duyuracak. Ancak böyle olursa yol alınabileceğini da belirtti.
ERDOĞAN HIRSLARA DİKKAT ÇEKTİ
Sayın Erdoğan'ın ifadeleri başka bir yönüyle aynı duruma işaret ediyordu. Gerilimin bitmesi için uzanan el umarım "hırsların" pençesine takılmaz... Uzanan el geri çevrilirse bir yumruğa dönüşebilir. Bu konuyu uzunca bir süre konuşacağız. Ama ilk elden düşüncelerim bunlar.
UÇUM'UN SÖZLERİ
Mehmet Uçum darbe girişimi dahil birçok krizde ülkemizi güvenli alana taşımayı başaran Cumhurbaşkanımızın birikiminden 5 yıl daha istifade edilmesi gerektiğini söyleyince "kıyamet koptu". Tepkiler geldi. Oysa söylenen, anayasa hükmünün icra edilmesine dair bir temenniydi. Anayasa'ya göre Meclis'in seçim kararı vermesi dışında Sayın Erdoğan'ın aday olması mümkün değil. Anayasa maddesini hatırlatan bu atıftan rahatsız olunması, Sayın Erdoğan hakkını kullanmasın, muhalefet buna destek vermesin demek oluyor. Esas dert bu...
YENİ DOĞAN ÇETESİ
Buz dağının görünen yüzü bu çete. Bebeklerin canını hiçe sayan, savcıyı tehdit eden "sağlık mafyası" işte... Sağlık alanında işini doğru düzgün yapanlar yok mu? Pek tabi var ama bu alanın suistimale açık olduğunu da net biçimde görmeliyiz... İstismara açık her yaş grubu var. Fazladan tetkik istenmesi bile meselenin "basit" bir örneği. Sorumluluk zincirini genişletmek gerekiyor. Birkaç "resmi sorumlu" belirleyip bunlar üzerinden suistimalleri engellemek mümkün değil...
NARİN SORUŞTURMASI
Dosya tefrik edildi. Anne, amca, ağabey ve komşu yönünden iddianame yazıldı. Çok doğru bir iş yapıldı. Zira diğer suçlar ve suçlular için dosya bekletilseydi kamuoyunda haklı olarak tepkiler çoğalacaktı. Olayın "neden" işlendiği halen net değil. Ancak "nasıl" işlendiği neredeyse belli diyebiliriz. Her detayın dosyaya girmesi önemli. Teknik analiz, silinen verilerin geri getirilmesi, telefon trafiğinin çözülmesi, kollukla sanıkların yaptığı konuşmaların tutanak altına alınması ve olaylar sonrasında yapılan gözlemlerin dosyaya girmesi titiz bir çalışmaya işaret ediyor...