İNSANLIĞIN en büyük buluşlarını sıralayalım desek oldukça zorlanırız. Bir doktor, özellikle de bir cerrah olarak bana göre insanoğlunun en büyük buluşlarından biri anestezinin keşfidir.
Anestezi öncesi çağlarda, çok az cerrahi girişim yapılabiliyor, yapılan girişimler de, uyuşturulmamış kişide ortaya çıkan ağrı ve şok nedeniyle, birkaç dakikalık girişimlerle sınırlanıyordu. Ayrıca ağrı şoku nedeniyle, ameliyat esnasında ölen hastalar olabiliyordu. Hastaların kollarının bağlanması, kafasına tokmakla vurulması, ileri derecede sarhoş edilip ameliyata alınması gibi ilkel ve tehlikeli yöntemler kullanılıyordu. Bu durum, hem hasta sağlığı hem de cerrahinin gelişmesine karşı büyük bir engel teşkil ediyordu. İlk olarak, 30 Mart 1842 tarihinde, Dr. Crawford Long, öğrencisinin, boynundaki kisti almak için yaptığı ameliyatta, hastasını eter ile uyuttu. Böylece anesteziyi ilk kullanan kişi oldu. Ardından 1846 yılında, yani ilk anestezi uygulamasından 14 yıl sonra, Amerikalı bir dişçi olan Dr. William Morton diş çekimlerinde eteri kullanmaya başladı. Ve anestezi araştırmaları yeniden gündeme geldi. 1847 yılında da İngiltere’ de jinekolog olan Simpson anestetik olarak ilk kez kloroformu (CHCl3) kullanmıştır. Viyana’da yaşayan Dr. Karl Koller, kokainin ağrı kesici özelliğini fark ederek incelemeye başladı. 15 Eylül 1884 yılında Dr. Karl Koller'in fikrinden yola çıkılarak incelemeler yapıldı. Enjeksiyon ile sinirsel bölgeye anestezi yapımı, 1885 yılında Dr. William Halstead tarafından kullanılmaya başlandı. Bu ilk lokal anestezi uygulaması oldu.
Anestezinin bu şekilde ilerlemesi ile yeni bir dönem açılmış oldu ve cerrahi buluşlar art arda gelmeye başladı. Büyük başarılara imzalar atıldı. Bu sayede yirminci yüzyıl ‘Cerrahinin Yüzyılı’ olarak adlandırıldı.
İnsanlık olarak, anestezinin öncülerine ve biz cerrahların en büyük konforunu sağlayan anestezi bilimine ve anestezistlere çok şey borçluyuz.