AYM Genel Kurulu, HDP iddianamesinin ilk incelemesi sonunda, iddianamenin Yargıtay Başsavcılığı'na iadesine oybirliği ile karar verdi. AYM Raportörü, usul eksiklerine işaret ederken, AYM Genel Kurulu ise usulün ötesine geçerek esasla ilgili şaşırtıcı bir karar aldı.
Oybirliği ile alınan kararda; iddianamede, "partinin yetkili organlarına atfedilen eylemlerle", Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'nda yer alan, "partinin kapatılması için bölücü faaliyetlerin odağı haline gelmesi" kuralı arasındaki ilişkilendirmelerin yapılmadığına hükmedildi...
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu kararına göre iddianamede; eylemlerle, "odak olma" fiili arasındaki bağlantı yeterince belgelenmemiş...
Şimdi Yargıtay Başsavcılığı, "ha PKK ha HDP" hakikatini, yeniden belgelendirmeye çalışacak.
Milletçe şaşkınlık içerisindeyiz.
ABD, Dışişleri Bakanlığının 2020 Türkiye İnsan Hakları Raporu ile FETÖ'yü, Suriye'de PKK'yı aklamaya, korumaya çalışırken, devletin terörle, bölücülükle mücadelesinde zaaf oluşturacak bir yüksek mahkeme kararı, milli vicdanı derinden sarsmıştır.
Binlerce şehit verilirken HDP, hain teröristleri bir gün olsun kınamadı. Tam tersine HDP eş başkanları, parti yöneticileri katil teröristlere "gerilla" dedi, kahraman muamelesi yaptı, onların cenazelerine katılması için milletvekillerine talimat verdi.
Anayasa Mahkemesi "odak" için belge istiyor.
İspanya Anayasa Mahkemesi, Bask bölgesinde faaliyet gösteren Herri Batasuna partisi için belge istemedi.
Kapatma gerekçeleri arasında; "Herri Batasuna Partisi'nin, terör örgütü ETA ve onun alt kuruluşlarıyla organik bağı bulunduğu, değişik tarihlerde gerçekleştirilen terör eylemlerini kınamaktan kaçındığı, terörizmi destekleyen afişler asmaları, halkı devlete karşı mücadele etmeye tahrik etmeleri gibi gerekçeler var.
İspanya Anayasa Mahkemesi kararında, "bir siyasal partinin terörist saldırıları kınamaktan kaçınmasının, bazı durumlarda terörizmi zımnen desteklemesi" anlamına geldiği belirtildi.
Herri Batasuna Partisi bu kararlara karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM'ye) başvurdu. AİHM 5. Dairesi, 30 Haziran 2009'da verdiği kararla Herri Batasuna Partisi'nin kapatılmasını doğru buldu.
Bir içtihat var: Terörist eylemleri kınamama, bunları övme, terörist örgütlerle ilişki kurma, siyasal partilerin kapatılmasında dikkate alınmalıdır...
Bizim AYM, böylesine bir içtihadı kaale almayacak mı?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün karara çok sert tepki gösterdi:
"Anlaşılan odur ki, Türkiye'nin terör ve bölücülükle mücadelesine Anayasa Mahkemesi duyarsız, ilgisiz ve açık ara mesafelidir. Bahsi ileri sürülen eksikler veya usulü etkileyen açmazlar şühedaya nasıl anlatılacak, milli beka ve milli güvenlik mülahazalarıyla nasıl bağdaşacaktır? Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır? Dağda elde edilen başarıların TBMM'de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır. HDP'nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi'nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür. Milliyetçi Hareket Partisi gelişmeleri yakından takip edecek, hukuk kılıfı altına saklanmak isteyen, iç ve dış işgal cephesi marifetiyle korumaya alınan bölücülerle, teröristlerle, damgalı hainlerle sonuna kadar mücadele edecektir. Bu mücadele esasen bir hukuk, bir adalet, bir tarih, bir millet hakkının savunma onurudur..."
Evet, bakalım Anayasa Mahkemesi üyelerinin duracağı yer neresi olacaktır?