Bank Asya’ya BDDK’nın bildirimi üzerine TMSF tarafından el konuldu.
Kendi adıma çok sevindim.
Paralel suç örgütünün ekonomik üssüne girilmiş olması, paralel yapının çökertilmesi için olmazsa olmaz bir öneme sahip. Paralel yapı karşısında mahcup ve savunmacı bir dile hiç gerek yok.
“Siyasi operasyon” suçlamasına maruz kalmamak adına yapılacak açıklamaların diline dikkat etmek lazım. Kuşkusuz Bank Asya’ya el konulmasında ekonomik ve teknik nedenler belirleyici bir rol oynamıştır. Sorun burada değil.
Asıl sorun şurada: 2008 yılında batmış olmasına rağmen, başka bir deyişle BDDK kriterlerine göre çoktan el konulmayı hak eden bir banka olmasına rağmen neden bu banka bugüne kadar korunup kollandı?
Lafı oraya buraya çekmenin hiçbir anlamı da gereği de yok.
Şayet ortada paralel yapı ile mücadelede kararlı bir Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamı olmamış olsaydı, dahası BDDK bünyesindeki paralel unsurlar temizlenmemiş olsaydı kriterlere uygun olmadan çalıştığı bilinen bu bankaya el konulmayacaktı.
Dolayısıyla el konulma olayındaki teknik ve ekonomik gerekçeler ne kadar doğruysa paralel yapının ekonomik üssüne yapılan bu haklı müdahalenin arkasındaki kararlı siyasi otoritenin varlığına dikkat çekmek de o kadar doğrudur.
ABD’de Fransa’da IŞİD’in bankası olabilir mi?
Diyelim ki ABD’de veya Fransa’da IŞİD’le bağlantılı bir banka olduğu tespit edildi. Ve yine diyelim ki bu bankanın tüm kriterlere uygun hareket ettiği de belirlendi. Ama buna bankanın ABD ve Fransa’da seçilmiş hükümetleri alaşağı edecek girişimlere finansal kaynak sağladığı saptandı. Bu durumda ABD ve Fransa ne yapar acaba? Sistem içinde kriterlere uygun hareket ettiği için IŞİD bağlantılı bankalara göz mü yumulur?
Birilerinin “siyasi operasyon”dan kastı buysa, hemen cevap vereyim, zinhar bu demokratik ülkelerde bu tür finansal odaklara izin verilmez.
Ha IŞİD, ha PY
Türkiye için IŞİD veya PKK neyse, Pensilvanya’nın başını çektiği paralel yapı (PY) odur. PY’nin seçilmiş hükümete darbe girişiminde bulunduğu biliniyor. Ayrıca PY’nin Türkiye düşmanı çevrelerle kirli ittifaklar içinde olduğu da aşikar. Karşımızda sadece seçilmiş hükümeti alaşağı etmeye çalışan bir suç örgütü yok, aynı zamanda yabancı ülke servislerine casusluk yapan bir gayr-ı milli örgüt var.
Devletimiz/hükümetimiz için PY tıpkı PKK gibi bir suç örgütü. Bank Asya ise bu suç örgütünün ekonomik merkez üssü....
Karanlık bir yapısı var. Para akışında şeffaflık yok. Ortaklık sisteminde derin kuşkular var.
BDDK’nın öngördüğü kriterler açısından ziyadesiyle sorunlu bir banka.
Ananas düzeninin simgesiydi
Darbe teşebbüsünün finansörü olan bu bankaya kriterlere uygun olmadığı için el konulmuş olmasından daha doğal ne olabilir? Varsın o birileri “siyasi operasyon” demeye devam etsinler.
Paralel suç şebekesini ayakta tutan ananas düzeninin sonu geldi artık. Yapılan teftişlerde ne çıkacağını hepimiz göreceğiz. Bank Asya’ya hangi ünlü işadamlarının ve şirketlerin nasıl para aktardıklarını, o paraların hangi yollarla nasıl döndürüldüklerini de hep birlikte göreceğiz.
Bank Asya marifetiyle yüzlerce binlerce insanın nasıl dolandırıldığını ve mağdur edildiğini de herkes görecek. “Haram lokma yemedik!” edebiyatı yapanların nasıl gırtlaklarına kadar harama batmış oldukları da ayan beyan ortaya çıkacak.
Bankayı vatandaş kurtarır mı hiç?
Bank Asya’yı kurtarmak için Pensilvanya’nın talimatıyla militan müritler harekete geçtiler. Kimileri arabalarını sattılar. Kimileri eşlerinin altınlarını... Varlarını satarak bankayı kurtarmaya kalkıştılar Pensilvanya şeyhinin müritleri. Sizce de ilginç değil mi?
Vatandaşların banka kurtarmak için varlarını-yoklarını ortaya koydukları nerede görülmüştür? Vatandaş-banka ilişkisi bellidir her yerde.
Banka önünde Kur’an okumak
Bank Asya’ya yapılan teknik-hukuki operasyon üzerine PY mensuplarının banka binası önünde toplanıp Kur’an okumaları da ayrıca paradoks ötesi bir durum değil midir?
Banka önünde Kur’an okumak, ne ilginç bir tepki biçimi değil mi? Oysa Bank Asya’ya el konulmuş olması mudilerin orada bulunan hesaplarının güvence altına alınması anlamına geliyor.
Vatandaşların paralarının güme gitmemesi için oluşturulan güvenlik şemsiyesine mudi kılığındaki PY militanlarının bu şekilde tepki koymaları da Bank Asya’nın nasıl örgütsel bir ilişkiyle yönetildiğini göstermeye yetiyor.
Paralel yapıya Bank Asya üzerinden aktarılan para muslukları kapatıldı. “Okyanus medyası”nın finansal kaynakları bir bir kurutuluyor. Sesleri o yüzden hırlı çıkıyor.
PY ile siyasi mücadelemiz kararlılıkla sürecektir elbette, biline...