Anadolu’yu anlatan daha doğrusu insanını anlatan programları seviyorum ben. Bunlardan biri, Samanyolu Tv’deki Davetsiz Misafir. Programı hazırlayıp sunan Turgay Başyayla sıcaklığı, espriyi, bilgiyi iyi harmanlıyor ve buna müziği de başarıyla ekliyor. Eksik ne derseniz, belki Kozan’da olduğu gibi yaka değil de bir el mikrofunu almak lazım zira diğer insanların ne söylediği pek anlaşılmıyor. Bir diğer favorim Kanaltürk’te ekrana gelen Dolu Dolu Anadolu... Mert Savaş uzun süre haber muhabirliği yaptıktan sonra yerini buldu. Nüktesi, doğallığı tadında bir program. Kapalı mekan çekimlerinde zaman zaman ışık sorunu ekrana yansısa bile gözü fazla rahatsız etmiyor. Uzatmayayım, Anadolu bu programlar sayesinde evlerimize taşınıyor...
Doğuştan konuk
Abdürrahim Albayrak eğer iş adamı değil de televizyoncu olsaydı piyasada bir sürü adamın işi çok zor olurdu. Pazar sabahı baktım CNN Türk ekranındaydı Albayrak. Kasmayan ve en önemlisi taşıdığı ünvanlara bakıp kasılmayan bir adam Abdürrahim Albayrak. Konuşmaya başladıktan 5 dakika sonra stüdyoda bulunan her gözdeki önyargılı algıları değiştirme yeteneğine sahip. O konuşurken uçakta çekilmiş bazı görüntüler ekrana geldi. Sabri’ye sarıldığı bir an var mesela, son derece doğal. Bilmem bilirmisiniz, bazı adamlar vardır, hem de çokturlar, kamera onlara döndüğünde hal ve tavırları değişiverir, Albayrak onlardan değil. İyi ki televizyoncu olmamış derken ciddiyim ama ne derseniz deyin adam doğuştan iyi konuk...
Alpay ne ister?
Alpay, Okan Bayülgen’in programında stüdyodan ayrıldığından beri bir sürü laf lakırdı ediliyor. Okan’ın programı ve Alpay olmayacak duaya amin demek gibiydi, uyuşma beklenemezdi. Bu hafta baktım Alpay, Yaşam’dan Dakikalar’a konuk olmuş. Tam istediği ortam, fazla saygı, yaptıklarına hürmet, az makara, insan öğesi önde konuşmalar. Hal böyle olunca da ortaya seyredilebilir bir program çıktı. Demek ki bir programa konuk çağırırken format ile konuğun uyuşma ihtimali de hesaba katılmalı.