Anadolu mahreçli sinema buluşmalarımız 9-10 Mayıs tarihlerinde Konya’yla devam etti. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi başkan yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Bekir Biçer’in davetiyle katıldığım söyleşilerde İl Halk Kütüphanesi’nde, “100. Yılında Türk Sineması” çerçevesinde sinemamızın konumu ve dünya sinemasındaki yeri üzerine sunumda bulundum. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın koordinasyonuyla, Kafkasya’dan Tuva’ya, Çin Uygur Özerk Bölgesi’nden (Doğu Türkistan) Komor (Kamer) Adaları’na, Haiti’ye Türkiye’nin sağladığı burslarla okuyan binlerce öğrencinin katıldığı ve yedinci kez düzenlenen ‘Bi Dünya Öğrenci Buluşması’ bu yıl Türkiye’de 20 şehirde gerçekleştirildi. Söyleşilere bu diyarlardan ve Türkiye’den değerli öğrenciler ve dinleyiciler katılarak, sinemamızın yüzüncü yılı temelinde Türk sinemasına, dünya sinemasına ve özelde de bu coğrafyayla yapılabilecek sinemasal faaliyetlere birlikte bir göz attık. Ayrıca Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri’nden Muhammed Ali ve Ali Bektaş beyler ve değerler eğitimi yayıncısı Ramazan Aksoy beyle Konya’da düzenlenebilecek bir film festivaliyle ilgili önemli istişarelerde bulunduk.
Aynı biçimde 17 Mayıs tarihinde bu kez Bursa’da, yine Yazarlar Birliği Bursa Şubesi değerli başkanı Mustafa Baki Efe beyin davetiyle yine aynı çerçevede bir konuşma yaptım. Osmangazi ilçesindeki tarihi Seyyid Usul Tekkesi’nin restore edilerek kültür merkezine dönüştürülmesiyle oluşan manevi mekanda, sinemamızın tarihi boyunca geçirdiği evreleri, Türk dizilerinin mahiyetini ve bölgedeki tesirlerini, geniş coğrafyamızdaki olası sinemasal işbirliği ve ortak faaliyetleri dile getirdik. Burada tekrar 31 Mayıs’ta ve İzmit’te 14 Haziran’da aynı konsept çerçevesinde, Batı ve dünya sineması içinde Türk sinemasının serencamını ele alacak, Türk dünyası sineması içersinde değerlendirilebilecek sinemamızın bundan sonraki ufkuna dair tespitlerde bulunmaya çalışacağız.
***
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar mefhumu da ayrıca bir başka ortak sinema çalışması, film festivali ve sinema işbirliğini hatıra getirmesi bakımından önemli bir platform olarak görünüyor. Türkiye sinemasının ve bu ülke sinemalarının kanonik bir arşiv seçkisinin ortaya konmasıyla, önemli dönem, akım ve yönetmenlerin retrospektifleriyle, toplumların birbirini tanımaları, yeniden keşfetmeleri için sinemanın çok geniş imkanlara sahip olduğu ortadadır. İktisadi ve siyasi ilişkilerin giderek artan ivmede bir gelişme gösterdiği günümüzde, bu irtibatın kültürel faaliyetlerle desteklenmediği takdirde güdük-kadük kalacağından kuşkumuz yoktur. Değişik toplumları bir araya getiren kültürel faaliyetler, bugün arz küresinde iktisadi ve siyasi yakınlaşmaların vitrini mesabesindedir. Bizim gibi, diğer ülke ve topluluklarla tarihi bağlar sebebiyle insani ilişkileri gözeten ülkeler için kültürel yakınlaşmalardan daha elzem bir şey olmamalıdır. Kültürün değişik branşları olan edebiyat, resim, müzik, folklor, tiyatro ve sinema gibi alanlarda yapılacak etkinlikler, toplumları birbirine daha fazla yakınlaştıracak sanat çalışmaları olarak görülmelidir. Büyük ve güçlü toplum ve ekonomilerin kültürel çalışmaları ister istemez, diğer toplumlar üzerinde kültürel bir hegemonya oluşturmakta, bu hegemonyanın kodları, belirleyiciliği ve tahakkümü üzerine sonu gelmez tartışmalar yapılmaktadır. Yapılacak iş, diğer toplumların estetik düzeyi yüksek sanatsal potansiyellerinin ortaya çıkarılması, bunların sergilendiği platform ve zeminlerin arttırılması, ortak işbirliklerine gidip destekleme çalışmalarının başlatılmasıdır. Kültürün desteklenmesinin boşa giden bir maliyet olarak görülmemesi, aksine her türlü zeminde bir müttefik kazanma yolunda atılmış bir adım olarak kabul edilmesi gerekmektedir.