Bu köşede yaklaşık 8 aydır medya ile ilgili bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Geriye dönüp baktım biraz, ne yazmışım ne yazmamışım diye. Yazılarımın çoğunda olumsuz eleştiriler var.
Şimdi diyeceksiniz ki “kardeşim medyada hiç mi iyi şeyler olmuyor!”
Oluyor ama inanın bana kötü şeyleri yazmaktan iyi şeylere sıra gelmiyor.
Mesela ANA HABER bültenleri ile ilgili en çok yazmışım. En çok onu dert edinmişim. Edinmekte de haklıyım. Bir televizyon habercisi olarak kanalların ANA HABER’lerini izlerken utanıyorum.
Paçozluk serenadı gibi her bir bülten. Cinayet, gasp, hırsızlık, güvenlik kamerası görüntüleri… Bunlara bir de CEHALET eklenince çekilmez bir hal alıyor. Haber bülteni değil de üçüncü sınıf Amerikan gerilim filmi izliyormuşum hissine kapılıyorum çoğu zaman.
Tabii bunun en temel nedeni haber merkezlerini yönetenlerin gazetecilik donanımından uzak olması. Mesleki hayatında sahaya çıkmamış, muhabirlik yapmamış adamlar haber merkezini yönetiyor. Sahayı bilmediği gibi siyasetten ve dış politikadan da anlamıyorlar. Hadi bunlardan anlamıyorlar. Bari sosyolojik bir altyapıları olsun. O da yok. Kitap okumazlar, kültür-sanatı takip etmezler. Çoğunun bir yabancı dili bile yok. Hatta bazıları yurtdışına bile çıkmamış.
Bu kadar kalitesizlik yetmiyor. Prodüksiyon kısmı da aynı seviyede. Montaj tekniği berbat. Tüm kurallar alt üst… Neredeyse her görüntünün üstüne kroplanmış fotoğraflar... Sağdan soldan çıkan oklar… Seslendirme desen son derece kötü… Yani neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Benim asıl üzüldüğüm şeyse bizden sonra gelecek olan habercilerin de bu yolu izlemesi. Daha önce belirttim bir kez daha belirteyim. Bu sektörde bu işi kurallarıyla yapabilecek bir çok meslektaşım var. Lütfen onların önünü açalım.
Bu meseleyi şimdilik burada bırakıyorum. Ama bu konuyu yazmaktan vazgeçmeyeceğim. Don Kişot gibi yel değirmenleriyle savaştığımın farkında olarak bunları yazmaya devam edeceğim.
Bir mizansen haberin hikayesi…
Fox tv geçtiğimiz hafta Mersin Şehir Hastanesi ile ilgili bir haber yaptı. Haber şehir hastanesindeki birimler arası mesafenin uzak olduğu vurgusu üzerine kurulmuş. Haberde hastanenin bu yönünü eleştiren röportajlara yer verilmiş. Buraya kadar hiçbir sorun yok. Ancak ayağı kırık olduğu belirtilen bir kişi ile röportaj yapılmış. İki koltuk değneği ile yürümeye çalışan sözkonusu kişi birimler arasındaki uzaklığın kendisini nasıl mağdur ettiğini anlatıyor. Haber yayınlandıktan sonra hastane o kişinin röportajdan sonraki görüntülerini yayınladı. Görüntülerde ayağının kırık olduğunu iddia eden kişinin sekmeden ve elinde koltuk değnekleri olmadan görüntüsü kayda geçilmiş. Haberde MİZANSEN bir durumun olduğu kesin. Ama bu görüntüye rağmen FOX spikeri “haberin arkasındayız” diyor. Haberin neresinde durursan durur ama haber kısmi olarak kurmaca. Bence ÖZÜR dilenmesi yeterliydi.