Bir kez daha, bence televizyonların kanayan yarası, ana haberleri yazı konusu ediyorum. Aldığım duyumlara göre Başbakan Binali Yıldırım, geçen hafta RTÜK üyeleri ile yaptığı toplantıda ana haberler de gündeme gelmiş. Anlaşılan ana haberlerin içeriği ve haberlerin veriliş biçimi Başbakan Yıldırım’ın da gündeminde. Başbakan, ana haberlerin daha kaliteli içerik ve sunum için rating ölçümlerinden çıkarılması gerektiğine dikkat çekmiş. Ama kararı, televizyon yöneticilerinin aralarında konuşarak ortaklaşa almaları yönünde tavsiyede bulunmuş. Başbakan çok yerinde bir tespitte bulunmuş. Yönümüzü rating değil gerçekler ve kaliteli içerik belirlemeli.
Ana haberlerde bırakın kaliteyi, vasatlık ve rüküşlükten geçilmiyor. “Seyirci böyle istiyor” kolaycılığına hiç kimse sığınmasın. Dünyada televizyon haberciliğinin nasıl yapıldığı ortada. Amerika’yı yeniden keşfetmeye hiç gerek yok.
Rating uğruna her türlü numaraya başvuran "televizyoncular" bakalım ölçümlerden çıkarılırlarsa nasıl bir performans gösterecekler.
Şiddetin her türlüsünün üzerinde tepinildiği ana haberlerde haber dışında her şey var. Kadına şiddet, cinayet, trafik kazaları... Bu liste böyle uzayıp gider. Ana haberler neredeyse tamamen üçüncü sayfa haberleri ile dolduruluyor.
Özellikle bazı televizyonların ana haberlerinde sürekli “felaket tellallığı” yapması dikkatlerden kaçmıyor. Döne döne verilen şiddet görüntüleri… Sürekli pompalanan kötümserlik ve umutsuzluk… Yaklaşık 50 dakika boyunca seyirci adeta hipnoz ediliyor.
O klasik soruyu bir de ben sorayım bir gazeteci olarak: Kardeşim bu ülkede hiç mi güzel şeyler olmuyor! İzleyiciye sürekli umutsuzluk pompalamanın kime ne faydası var?
Anons… anons… anons
Birkaç defa yazdım ama bir kez daha yazayım… Muhabir arkadaşlarım hiç kızmasınlar çoğu televizyon haberi yazmayı bilmiyor! Bilenler de uygulamıyor. Herkes işin kolayına kaçıyor. Özellikle haberin kurgusu çok kötü yapılıyor. Yanlış planlarla (fotoğrafla, harita ile ya da sessiz mobese kamerası görüntüsü… vb)habere başlanıyor. Haberde kullanılan röportajlar metinle uyumsuzluk gösteriyor.
Ve anons…
Haberin olur olmaz yerinde anons kullanılıyor. Hele hele habere anonsla başlayanlar var. Onları Allah ıslah etsin! İddia ediyorum çoğu muhabir arkadaşım “köprü” anonsun ne olduğunu bile bilmiyor. Oysa ki anons iki şey için haberde kullanılır.
1- “Haber neredeyse, oradayız” duygusunu izleyiciye hissettirmek için
2- Haberde birden fazla unsur varsa o unsurlar arasındaki geçişi sağlamak için. Örneğin bir kentin spor takımının başarısını anlatırken sosyolojik ve ekonomik boyutlarını ele alıyorsak bu iki unsur arasındaki geçişi anonsla yaparız.
Türkiye'de çok iyi televizyon habercileri olduğunu biliyorum. Aslında bu yazıların çoğunu da onlar beni duysun diye yazıyorum. Umarım benim gibi haberin standartlarını yükseltmek için uğraşanların sayısı artar. Benim umudum var.