İnsan bazen gerçekten hayret ediyor! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın I. Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi’nin kapanış konuşmasında dile getirdiği “Amerika’ya Kolomb’dan önce Müslüman denizciler ulaştı” tezine bizim “yarı aydın cahil takımının” verdiği tepkiden bahsediyorum.
Hem “yarı aydın” hem nasıl cahil olunuyor demeyin. Cehalet bilmemek değildir, bildiğini bilmemektir. Yarı aydın profili tam da böyle bir şeydir.
İki gündür bütün basını taradım, bu konuda kim ne yazmış merakımdan. Amerika’nın keşfi hakkında malumat sahibi olmak kastıyla değil tabii ki. Bunun için nereye bakacağımı daha üniversite yıllarında öğrenmiştim. Bize öğretilen resmi dünya tarihinin çok da öğretilen gibi olmayabileceğini bizdeki kimi yarı aydın zevatın çok sevdiği Batı-merkezci düşüncenin eleştirisi konulu metinler vesilesiyle de öğrenmiştik. Ama asıl Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bir zamanlar başkanı olduğu Bilim Sanat Vakfı vesilesiyle tanıştığım metinler sayesinde öğrenmiştim Kolomb’un Amerika’yı keşfi üzerine kurulan tarihin tek taraflı ve dünyanın bir tarafını karartan bir okuma olduğunu.
Prof. İhsan Fazlıoğlu’nun İslam Bilim Tarihi dersleri sayesinde matematikten fiziğe, tıptan astronomiye kadar Müslüman ya da değil İslam kültürü içinde yetişmiş bilim insanlarını, ortaya koydukları bilimsel metod ve bilgiyi, bu bilginin hangi medeniyetlerde nasıl yolculuk ettiğini anlattığı derslerini hayranlıkla dinlerdik.
Amerika’nın keşfi bahsi de işte o derslerden birinde geçmişti. Her derste olduğu gibi o derste de bir ezberimizi bozmuştu Fazlıoğlu. Ayrıca bu bilgi resmi dünya tarihine ve bunu terarüz eden bizdeki müfredata aykırı olsa da öyle bilinmeyen bir tez de değildi. Uluslararası bilim camialarında da dolaşıma girmişti. Uzaklara gitmeye de gerek yok, CHP’nin 12. Cumhurbaşkanı için aday gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu’na gidip sorun, en azından bu iddianın Erdoğan’a ait olmadığını söyleyecektir.
Ben bile daha üniversite yıllarımda bu bilgi ile karşılaştığıma göre beşeri bilimler tahsil etmiş koskoca profesörün bundan bihaber olması düşünülemez.
Cehaletin bu kadarı
Peki, üç dört gündür en çok satan gazetelerin köşe yazarlarında, sosyal medyada diz boyu olan bu cehalet manzarasının sebebi nedir? Erdoğan nefretinden başka bir izahı var mı bu cahil cahil yazmaların, konuşmaların?
Üşenmeyin ve bir tarama da siz yapın lütfen; önce Erdoğan düşmanı olmayan kalemlerin yazdıklarını okuyun, sonra da Sözcü’ye, Cumhuriyet’e, Hürriyet’e bakın. Aradaki farkı görünce eminim siz de şu cümleyi kuracaksınız; bu kadar cehalet ancak Erdoğan düşmanlığından hasıl olur.
“Küba’ya İmam Hatip de açalım” diyeni mi arasınız, “Macellan Müezzindi” diyeni mi, yoksa “Bir tarih danışmanı alsın” diyeni mi? Söyleyecek gerçek bir sözü olmayanların kafiyeli zırvalamaları işte.
Hadi onlar neyse de Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adayı olduğu partinin grup başkan vekiline ne demeli? O kadar emin ki Amerika’yı ilk önce Kolomb’un gittiğinden, sanırsınız Kolomb’un miçosuydu.
Diyor ki Akif Hamzaçebi, “Alem kuyruklu yıldıza uzay aracı gönderiyor, Erdoğan kuyruklu yalanlarla meşgul.” “Amerika’ya Kolomb’dan önce Müslüman denizciler gitti” tezine “kuyruklu yalan” diyebilmek ancak böyle bir cehalet seviyesiyle mümkün.
Meselenin esası hakkında iki kelam da ben edeyim isterdim ama yerim kalmadı. Kalın bilim tarihi kitaplarına dalacak zamanınız yoksa, Akif Emre, İbrahim Kiras, Hümeyra Şahin, Fehmi Koru gibi isimlerin konuyla ilgili yazdıklarını okuyun derim. Hem ezberiniz bozulur hem de seviye farkını görürsünüz.
Bu arada Batı medyasının meseleyi “Erdoğan’ın provokatif ifadeleri” şeklinde ele alması bu tezi ilk kez duyduklarından değil. Sorun Amerika’yı gerçekte Müslümanların keşfedip etmemesi de değil, bunu yapabilecek bir gelişmişlik seviyesine Batı’dan önce İslam medeniyetinin ulaşmış olması. Batı-merkezci paradigmayı yıkacak bir tez çünkü bu.