Bu hafta vizyona giren ‘Viral’ filminde ABD’nin artık ne kadar despotlaştığını görüyoruz. Salgına bile uçaklardan bomba yağdırarak çözüm bulmaya çalışan senaryonun izleri bunu kanıtlıyor.
‘Viral’ filmi tam anlamıyla türler arası bir yapım olmuş. İlk önce salgın hastalık olarak başlayan film, sonra vücudu ele geçiren bir yaratığın izinden gidiyor. Araya sıkıştırılan ergen aşkı ve zombi çıkarımlarıyla ortaya karışık yapıyor. İzleyici ise bu karmaşada 85 dakikasını sinema salonunda harcayarak çıkmanın mutsuzluğunu yaşıyor. Bütün bu karmaşayı filmin hikayesini anlatarak çözmeye çalışalım. Genç kardeşler Emma ve Stacey Güney Kaliforniya’da Shadow Canyon kasabasındaki hayatlarına adapte olmaya çalışmaktadırlar. Babaları kasabanın okulunda fen bilgisi öğretmeni olarak çalışmaya başlamış ve ailesine yeni bir başlangıç yaptırmak istemektedir. Emma, annesinin şehir dışında olması sebebiyle ebeveynlerinin ilişkisindeki gerilimin yükselmesinden endişelenmekte, kız kardeşi asi Stacey ise erkek arkadaşı CJ ile vaktini geçirmektedir.Emma’nın arkadaşı Gracie’nin gizemli bir hastalığa yakalanması ile birlikte kardeşlerin hayatı tepe taklak olmak üzeredir. Acil durum karantinası ile birlikte babalarından ayrı düşerler ve kendilerini korumak zorunda kalırlar. Genç kardeşler, Emma’nın aşık olduğu Evan’ı hastalık kapmış üvey babasından kurtarırlar ve virüsün hayal ettiklerinden çok daha kötü olduğunun farkına varırlar. Virüs, bulaştığı kişiyi etrafındakilere öldüresiye bir şekilde saldırmasına neden olan ve diğer kurbanlara sıçramaya çalışan, saldırgan asalak bir solucandır. Stacey hastalığın belirtilerini göstermeye başlayınca, Emma kardeşinin bu parazite yenik düşmemesi için elinden geleni yapar. Stacey’nin durumu kötüye gittikçe ve komşuları hastalığa yenik düşmeye başlayınca, Emma ve Evan sadece Stacey’i değil aynı zamanda kendilerini de kurtarmak için çabalarlar.
Ve karşınızda Obama!
Hikayenin kötü yaratığı insanın vücudunu işgal eden ve onu bir çeşit zombiye çeviren solucan. Yani fantastiğin dibi. Böyle bir film çekiyorsan daha ilk sahneden Başkan Obama’yı televizyona çıkarıp konuşturma yaptırmak da neyin nesi. Karantina bölgesinde devriye gezen askerlerin halka yaptığı anons üstüne tuz biber ekiyor: “Başkanın emriyle bölge karantinaya alınmıştır.” Sürekli bir süper ABD başkanı vurgusu ve böyle abuk filmde bile kullanılan Obama’nın sesi ve yüzü. Geçelim solucan mevzusuna. Efendim anladık solucan insan vücudunu işgal ediyor ve ensesinde yuvalandıktan sonra beynini ele geçiriyor. Sonra da başkalarına bulaşmak için hastalıklı insanların kustuğu kanı kullanıyor. Peki sonra bunların aynı Cell filmindeki gibi radyo dalgalarını kullanarak birbirleriyle haberleşmesi nereden çıkıyor. Cell’de en azından cep telefonlarından yayılan bir dalgayla insanların beyni tahrip olup, ele geçiriliyordu. Burada ne demeye böyle bir yöntem kullanılıyor. Zaten filmin adam gibi bir senaryo dinamiği yok. Durup dururken ortaya çıkan solucan, ele geçirilen insanlar, hasta olanların evlerini bombalayan silahlı kuvvetler ve durup dururken biten bir hastalık ve The End yazısı.
Demokratlara kıyak
Böyle kötü bir senaryo ve yönetmenlik görünce hemen isimlere baktım. Henry Joost, Ariel Schulman filmin yönetmenleri. Daha önce çektikleri elle tutulan filmler Paranormal Activity 3 ve 4. Bu filmlerde de dörtbaşı mamur bir senaryo olduğunu söylemek çok zor. Kalanlar ise kısa filmler ve belgeseller. Hani bir iki film dışında neredeyse ilk uzun metraj denemeleri. Viral filmi de kısa bir filmin anlamsız çabalarla uzatılmasından başka bir şey değil. Anladığım kadarıyla demokratlara yakın olan yönetmenlerin, bu siyasi tercihlerini bu kadar Obama üzerinden güzelleme yaparak filme işlemeye çalışması ise tam bir acemilik.
Bu hikayenin kötü yaratığı insanın vücudunu işgal eden ve onu bir çeşit zombiye çeviren solucan.
Virüsün ilacı
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Henry Joost, Ariel Schulman
Senarist: Christopher Landon
Oyuncular: Sofia Black Delia, Analeigh Tipton,
Travis Tope, Colson Baker
Yapım: 2016, ABD, 85 Dk.
VİZYONDAKİLER
Yüce Adalet
Frozen River (2008) filmiyle Oscar Ödülü’ne aday gösterilen Courtney Hunt’ın yönetmenliğini üstlendiği filmin senaryosu Nichlas Kazan’ın imzasını taşıyor. Film, son derece varlıklı bir adam olan babasını öldürmekle suçlanan bir genci ve savunma avukatının hikayesini ele alıyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: The Whole Truth
Yönetmen: Courtney Hunt
Senarist: Nicholas Kazan
Oyuncular: Keanu Reeves, Renee Zellweger, Gugu Mbatha Raw, Kenneth Chol
Yapım: 2016, ABD, 93Dak.
Kralın Kılıcı: Final Fantasy XV
Kutsal Kristal’in evi olan Lucis krallığı, onu çalmak isteyen Niflheim imparatorluğu tarafından tehdit edilir. Lucis Kralı Regis’in, büyüyle donatılmış Nyx ve seçilmiş askerlerden oluşan Kingsglaive Birliği vardır. Niflheim İmparatorluğu ile dünyanın hakimiyeti arasında duran tek engel Kingsglaive’dir.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Kingsglaive: Final Fantasy XV
Yönetmen: Takeshi Nozue
Senarist: Takashi Hasegawa
Oyuncular: Aaron Paul, Neil Newbon, Sean Bean, Lena Headey
Yapım: 2016, Japonya, 110 Dk.
Bol Şans
Deniz, İstanbul’da arkadaşının barında şarkıcılık yaparken, babasının ölümü üzerine doğup büyüdüğü köye gelir. Cenaze sonrası dönmeyi planlarken arkadaşı Buse ile karşılaşır. Buna bir de babasının ölümünün arkasındaki kirli oyunlar eklenince, köyde kalıp babasının işletmekte olduğu açık hava sinemasını almak ister.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Gökhan Yılmaz
Senarist: Gökhan Yılmaz
Oyuncular: Selim Gülgören, Burçin Abdullah, Emir Benderlioğlu, Sarp Bozkurt Yapım: 2016, Türkiye
Barbie: Uzay Macerası
Barbie, sevimli ve sadık yardımcısı Pupcorn ile uçan kaykayının üstünde uzak evrenlere uçan kozmik bir prensestir. Bir gün, her şey değişir. Barbie, yepyeni ve güzel bir gezegene yıldızları kurtarma özel ekibine katılmaya gider. Orada galaksiyi kurtarmak için görevli, yetenekli bir grup ile takım olur.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Barbie:
Star Light Adventure
Yönetmen: Andrew Tan
Senarist: Kacey Arnold
Seslendirenler: Erica Lindbeck, Robbie Daymond, Kimberly Woods, Sarah Anne Williams Yapım: 2016, ABD
Şövalye
Bir grup adam kış sezonu balık avı için yatlarında seyahat etmektedir. Yolculukları sona ermek üzereyken mekanik bir problem yaşanır ve içlerinden birinin önerisiyle o çözülene dek Chevalier adı verilen oyunu oynamaya karar verirler. Vakit öldürmek için başladıkları bu oyun yolculuğun kalan kısmında herkesi etkisi altına alan esaslı bir yarışa dönüşecektir.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Chevalier
Yönetmen: Athina Rachel Tsangari
Senarist: Efthymis Filippou
Oyuncular: Panos Koronis, Vangelis Mourikis, Makis Papadimitriou
Yapım: 2016, Yunanistan, 115 Dk.