Biden yönetimine karşı eleştirileri ile bilinen gazeteci Tucker Carlson'un, Moskova'da Putin'le röportajını dikkatle seyrettim.
Evvela; Amerikan siyasi kulislerinde Cumhuriyetçi siyasete yakınlığıyla bilinen gazetecinin röportaj için tercih edilmesi, seçim öncesi Amerikan kamuoyu için etkili yöntem olarak seçildiği aşikârdır.
Putin'in özgüveni, morali ve tüm argümanları dikkate değer haber niteliği taşıyor nazarımda.
Özellikle Ukrayna ile savaşın başlangıcından bu yana, Putin aleyhinde oluşturulan dezenformasyon politikaları dikkate alınırsa, bunca baskıya ve algıya rağmen karşımızda oyun kuran bir devlet adamı olduğu açıktır.
Amerikalı tecrübeli gazetecinin de hangi ve nasıl sorular sorması da, üzerinde dikkat çeken durumdu. En azından Amerikan kamuoyundaki tartışmalar sebebiyle Carlson'un tarzı ve tarafsız kalma gayreti günümüz medya anlayışı çerçevesinde değerliydi.
Amerikan konvansiyonel medyada bu röportaja yer verilmemesi ise "Batı demokrasisinin" gerçek yüzü olarak tanımlanmalıdır.
Röportajda Putin aslında hep konuştuğu argümanları kullandı. Ama daha net çerçeve, bu kadar baskıya rağmen, kendinden emin tutumla, arada şaka yaparak, hatta Carlson'un ülkesine esprili göndermeler yaparak...
Ukrayna konusunda ilgimi çeken Putin'in örnek gösterdiği detayı önemsiyorum.
Putin gerçek bir olay üzerine aktarıyor;
Savaş alanında Rus askerleri ile ablukaya düşmüş Ukraynalı askerlerle diyalogdan:
-Ruslar; "Teslim olun, hayatınız garanti altına alınacak..."
-Ukraynalılar "Ruslar teslim olmuyor ve hepsi ölüyor!"
Buradan çıkarım yapmamız için bu diyaloğu önemsedim.
Sosyolojik olarak 1990'dan itibaren Ukrayna üzerinde Rusya ile ayrıştırma operasyonuna rağmen, oradaki insanların çoğunun kendisini Rus hissetmesi, ileride bu konuya farklı yorumlarla dönüş yapılacağı anlamına geliyor...
İkincisi; Rusya ve Ukrayna arasında böyle bir savaş oluşturabilmek için, 30 yıllık Batı operasyonu olduğunu hem unutmamak, hem de bugünden ders çıkarmamız gerektiğini düşünenlerdenim.
O nedenle sadece Batı kaynakları üzerinden okuma yapmanın sakıncalı bir durum olduğunu, üstüne basa basa yazacağım...
Putin "Ukraynalılar ile aynı milletiz, aynı kader, aynı tarih ve aynı dini taşıyoruz... Halklar arasındaki ilişkiler, muhakkak düzelecektir, uzun sürecek ama mutlaka düzelecek... " diyor.
Ayrıca Putin, tüm Ukrayna sürecinin arka planından bahsetmesi, Batı kamuoyu için her cümlesini düşünerek ifade etmesi manidardı.
Putin Amerikalı gazeteciye kesin dille şunu söylüyor: "Batıdakiler savaş alanındaki gerçekleri bildikleri için, artık umarım şunu görüyorlar
; Rusya'yı yenemeyeceksiniz! Bu hiç bir zaman mümkün olmayacak!"
Sovyetler Birliği konusundaki tespiti ise, ayrıca üzerinde durulması gereken konudur.
Putin; "Sovyetler Birliği bilerek ve isteyerek kendisini feshetti..."
Burası çok önemlidir...
Putin açıktan söylüyor ki; Batı ile karşı-karşıya gelmemek ve kendi egemenliği karşısında bu yola girdi.
- "Biz anlaştık, Ukrayna konusunda da başından söyledik, bu konuda tahammül etmeyeceğimizi ifade ettik!"
-"İlk başta söz verdiler ama Batı ilk fırsatta Kuzey Kafkasya'da, ülkemizin aleyhinde süreci destekledi"
Evet bu yeni tarih bize çok şey öğretiyor. Rusya'yı seversin veya sevmezsin... Putin'i kabul edersin veya etmezsin... Herkesin kendi bileceği bir şeydir. Ama söylediklerindeki gerçekliği görmenin ve çıkarım yapmanın; ders niteliğinde olduğu inkâr edilemez!