ABD, bildiğiniz gibi. Terörle mücadele adı altında terörün dibini buluyor yine. Vahşice, barbarca, hunharca saldırıyor. Çoluk-çocuk demeden önüne geleni parçalıyor.
Medeni dünyanın haykırıp haykırıp kelle kesen IŞİD’e cevabı, öyle mi? Amerikan bombardımanında can veren masum çocukların ve kadınların fotoğrafları medeniyete armağan olsun öyleyse. Obama bunları çerçeveletip medeniyetinin zafer nişaneleri olarak Oval Ofis’in duvarlarına assın.
Öyle döndü ki gözleri, öyle kudurdular ki, öldürdükleri siviller için bir pardon demeyi bile akıl edemiyorlar. Maksadını aşan bombadımandan dem vurmaya bile tenezzül etmiyorlar. Sorsanız, insan hayatına verikleri değerin bir ifadesi olduğunu söylerler bu harekâtın. Demek ki bizim kadınlarımız, bizim çocuklarımız insan değil onların nazarında. Amerikan Yerlilerine (“Kızılderililere”) uyguladıkları soykırımı “Bunlar insan değil. Hayvanla insan arası bir şey. Dolayısıyla bunları öldürmek cinayet sayılmaz” diyen bazı aşağılık papazların fetvalarına dayandırdıkları gibi, bugün Suriye’de işledikleri cinayetleri de kapitalist-emperyalist dünya düzeninin ‘Çarkımızı döndürmeye yaramayan insanların hakkı-hukuku yoktur’ şiarına dayandırdıkları aşikâr.
Yine de hüsnüniyet sahibi olduklarına inandırabiliyorlar kimilerini. Joan Baez’in de söylediği bir George Michael şarkısındaki gibi, hâşâ: “Amerika’nın ilahlarına inanıyordu / Bilmiyordu ki Amerika’nın ilahları hiçbir şeye inanmaz.”
***
IŞİD, kendisine tabi olmayan bütün Müslümanlara düşmanlık etti. Türkiye’ye de düşmanlık etti. Kadınların ve çocukların da bulunduğu onlarca vatandaşımızı rehin aldı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nı -bilhassa Hakan Fidan’ı- devleştiren o hamle olmasaydı, rehin aldığı vatandaşlarımızı herhalde kesip atardı. Cumhurbaşkanımız ve hükümetimiz, IŞİD’le mücadele temayüllerinde yerden göğe kadar haklılar. Bununla beraber, ABD liderliğindeki mevcut “IŞİD’le mücadele” harekâtının aslında IŞİD’le mücadeleden ibaret olmadığı hakikatini görmezden gelemezler, gelmeyeceklerdir.
Mutedil devrim gruplarından Ahraruşşam’ı da bombalıyor ABD. Önceki gün altı Ahraruşşam savaşçısı Amerikan bombardımanında şehit düştü. IŞİD’in kâfir ilan edip saldırdığı bütün İslami gruplar, istedikleri kadar mutedil olsunlar, sırf Kelime-i Tevhid bayrağı altında savaştıkları için ABD’nin de hedefindeler.
Devrimin belinin kırılmasıyla sonuçlanabilecek olan bir harekât sözkonusu. Öyle olmasaydı, IŞİD’le savaş halindeki İslami Cephe (ki Nusret Cephesi’ne de mesafelidir) bu harekâtı tel’in eder miydi? Amerikancı olarak bilinen Hazm Hareketi dahî önceki gün yayınladığı bir açıklama ile ABD’ye tavır koydu.
Nasıl bir resimde yer alacağımızı, bunun maşeri vicdanda nasıl makes bulacağını ve devrim cephelerine nasıl yansıyacağını çok iyi hesap etmeliyiz.