Futbolcular neredeyse her maçta, birbirinden farklı mesajlar içeren bez afişlerle sahaya çıkıyor... Dikkat edin; futbolcuların tamamı, taşıdıkları o pankartı anında yere fırlatır. O güzelim ifadeler çimlerde sürünür.
Ama Soma ilgili afişlerin hiçbiri, işleri bitince kayıtsızca atılmadı. Özellikle G.Saraylı futbolcular, Soma afişini büyük bir ihtimamla ve saygıyla katladı. Hatta hep birlikte saha kenarına getirilip görevlilere teslim ettiler. Bu özen nedense beni çok etkiledi ve duygulandım.
Başlarına baret geçirip, ellerine kömür alanları değil; en çok bu anı gerçekleştirenleri önemsedim. Gösterişten uzak ve sade; üstelik hem samimi hem doğaldı. Zorlama yoktu.
Demek ki istedikleri zaman, ne kadar ince yürekli oluyorlar.
Acıyı yüreklerinde hissedenlere selam olsun!
***
Ama her şey bu kadar güzel değildi. Geride bıraktığımız sezon, futbol açısından zengin içerikli değildi. Lig haftalar öncesinden bitti. Heyecan çok erken sıfırlandı.
Sadece kadın ve çocukların izlediği maç sayısı o kadar çok fazlaydı ki; bu güzelim uygulama zamanla derinliğini ve ilgi çekiciliğini kaybetti. Hatta bıkma noktasına getirdi.
“Anadolu Aslanları” dediğimiz ve büyüklere kök söktüren Eskişehir, G.Birliği, Karabük, Sivas gibi takımlar; zaman zaman büyük işler yapsalar da, genele baktığımız zaman hiçbirisi yeterli düzeye gelemedi. En iyi durumdaki Sivas’la, şampiyon F.Bahçe arasında tam 21 puan farkı var. Avrupa Ligi’ne katılmaları elbette önemli ama, Anadolu geçmiş yıllardaki yıpratıcı etkisinde ve sürekliliğinde değildi. Sadece zaman zaman parlayanlar oldu. Bu kadarı bana yetmedi.
***
Türkiye liginde 300’ü aşan toplam maç kalabalığı içinde, gözümüzü okşayan ve akılda kalıcı kaç maç hatırlıyorsunuz... Futbol adına hiçbir yaratıcı zeka oluşumuna denk gelmedik. Sıkıcı ve yavandık. Şampiyon olan takımın bile, öyle ahım şahım bir maçına tanık olmadık.
Bu futbol, gelecek sezon bizi Avrupa kupalarında sırtlayacak olgunlukta ve doygunlukta değildi. Kendimizi aşamadık.
İspanya, Avrupa’nın iki büyük kupa finaline tam 3 takım verdi. İki şampiyon çıkardılar. Biz henüz kaplumbağa hızında bile değiliz. Fark çok açılıyor. Aman dikkat!