Mısır, ipleri emperyalistlerin elinde olan darbeci bir kukla tarafından yönetilmektedir.
Mısır yönetimi iç politikada olduğu gibi dış politikada da emperyalistlerin emellerine hizmet etmektedir.
Libya konusundaki tavrı da aynı minvaldedir. Mısırın darbeci yönetimi BM’nin tanıdığı başkent Trablus’daki meşru Milli Mutabakat Hükümetini değil âsi general Hafter’in yanında saf tutmaktadır.
Libya sorununu çözüme kavuşturacak toplantıya birkaç gün kala 4 Nisan 2019’da Trablus’a saldırarak barış konferansını sabote eden Hafter, meşru hükümetin yaptığı güvenlik işbirliği anlaşması sonunda Türkiye’den aldığı destek ile işgal ettiği batı şehirlerinden büyük bir hezimet sonucu çekilmişti.
Hafter güçleri çekildikten sonra Terhune şehrinde toplu mezarlar ortaya çıkmış ve Hafter’in aynı zamanda bir savaş suçlusu olduğu ispat edilmişti.
Sadece Terhune de değil hâkim olduğu doğu kesiminde de yüzbinleri mağdur eden Hafter Moskova’daki ateşkes anlaşmasını da efendilerinin telkini üzere imzalamadan kaçmıştı.
Emperyalizmin tetikçisi olan işte bu Hafter âsisine en büyük desteği Libya’nın sınır komşusu olan Mısır’ın darbeci yönetimi vermektedir.
Mısır’ın arkasında kimlerin bulunduğunu söylemeye hacet yok.
Libya sorununun masada çözümüne karşı çıkan Hafter’i bir hafta önce Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kâmil ziyaret etti.
Hafter bu ziyaretten cesaret alarak Türkiye’nin askeri varlığını 18 ay uzatma tezkeresini de bahane ederek taraftarlarına, ‘Libya topraklarının Türk postallarıyla kirletildiğini, sömürgeci Türk askerinin Libya’dan çıkarılması için savaşa hazır olunması’ çağrısında bulundu.
Hafter’e göre, Rus’undan Cancavid’ine kadar çok sayıda yabancı üstelik paralı ve gayri müslim savaşçı Libya’yı kirletmemiş, ama meşru hükümetle anlaşmalar çerçevesinde uluslararası hukuka uygun biçimde bulunan Türk askeri Libya topraklarını kirletmiş oluyor!
Tabii ki Hafter, arkasındaki güçlerin megafonu olarak bunları aktarıyor.
Belli ki, Doğu Akdeniz’de, Ege’de Karabağ’da durduramadıkları Türkiye’yi Libya’da durdurmak istiyorlar.
Türkiye bu ukalalığa karşı Hafter’in adını bile anma lüzumunu hissetmeden çok anlamı bir cevap verdi.
Savunma Bakanı Hulusi Akar yanına Genel Kurmay başkanını ve kuvvet komutanlarını alarak dün Libya’ya bir çıkartma yaptı!
Bu çıkartma sadece Hafter’e değil arkasındaki emperyalist güçlere verilmiş kuvvetli bir mesajdır!
2019’da Türkiye destekli meşru güçlerden yediği tokadın acısıyla 500 km öteye kaçan Hafter güçleri bakalım bu sefer kaç kilometre uzağa kaçacak?
Ve ağababaları bu kez onu koruyabilecekler mi, yoksa Paşinyan’ın konumuna mı düşecek göreceğiz.
Zerre kadar akılları varsa masaya oturur diplomatik çözüme evet derler, yoksa meşruiyet Libya’nın doğusuna da Karabağ’daki gibi hâkim olur!
Dikkat edilirse emperyalizmin ileri karakolu durumundaki, Yunanistan, Ermenistan ve İsrail gibi Hafter de Türkiye’nin bölgedeki etkinliğinden rahatsızlar.
Mesele Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Libya ya da Karabağ değildir.
Mesele şu ki, artık bölgede dengeler değişmiştir, artık emperyalizmin kirli oyunlarına izin vermeyen bir Türkiye vardır.
Koronadan sonra yeni bir dünya kurulacaktır ve Türkiye güçlü olarak kurucuları arasında yer alacaktır.
Emperyalizmin bütün çabası Türkiye’yi frenlemektir mesele budur, gerisi teferruattır.