Piyasalar geçtiğimiz hafta başından itibaren negatif biR görüntü sergilemeye başladı..uzmanlara göre bunun ana nedeni ABD merkez bankası FED’in 16-17 eylül tarihlerinde gerçekleştireceği toplantı ve sonrasında FED başkanı Yellen’den beklenen açıklamalar...Tabi sadece yerli piyasaların da değil yurtdışı piyasalarında da bunun etkisini görüyoruz.Özellikle ABD 10yıllık tahvil faizleri yakın bir tarihte yüzde 2,36 seviyesine gevşemişken son 1 haftadır yüzde 2,55 seviyelerine geldi.ABD faizlerinde hal böyleyken ,diğer bir taraftan Rusya – Ukrayna gerginliği ve olası çatışma haberleri ve bunun yanında ABD başkanı Obama’nın IŞID tehlikesine karşı açıkladığı eylem planı ve çercevesinde de ortadoğu’daki çatışma beklentilerinin artması bile ne altını ne de petrole yükseliş desteği veremedi.Şaşırtıcı..Çünkü normal kabul gören olgu Jeopolitik riskler arttığında ve petrol üretilen bölgelerde çatışma ihtimallerinin artması halinde hem altında hem de petrolde yükşelişe neden olmalıydı..Peki bunlar ne anlama geliyor?
Yutdışındaki bu gelişmeler ışığında 2015 senesinde yıllardır yaşanan para bolluğunun FED’in faiz artırımları yoluyla azalacak olması, Jeopolitik risklerin uzun zaman süreceği beklentisi birzamanların güvenli limanın sayılan altının yerinin düzelen ABD ekonomisi nedeniyle ABD bonolarına kayması demek..Yani yeni güvenli liman ABD bonoları...Yani dolar anavatanına geri dönüyor..Yani dünyada ki dolar bolluğu riske giriyor..
Peki bu nasıl bir risk Türkiye için;
Yazalım..
2-3 yıldır süren dünyada ki para bolluğu sona eriyor..Sıkılaşan para politikaları genişlemelerin yerini alıyor.Yani dış finansmana ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkelere para girişi sınırlı olacak..Yani sınırlı sermaye, para yeni adresler ve cazip ortam arayacak ..Birkaç yıldır gelişmekte olan ekonomilere kayan sermaye şimdi daha seçici olacak...Peki tam da burada gelişmekte olan ülkelerin ikiye ayrıldığını görüyoruz..Cari açık verenler cari fazla verenler, düşük faiz verenler yüksek reel faiz verenler..
Türkiye cari açık veren bir ülke ..Dolayısıyla kısa vadeli dış finansmana ihtiyacı var.Yani ülkemize para girmek zorunda...(Ancak ideali doğrudan yabancı yatırım, ihracata dayalı büyüme...fakat zaman istiyor) Daralan para politikaları eşliğinde Türkiye’ye para girmesi için yeni bir hikayeye ihtiyacı var..Bu hikaye ne zaman nasıl gelecek izleyeceğiz o ayrı..
Burada bir es verelim, bugünkü haber başlıklarına bakalım
- Türkiye'de konferans gerçekleştiren kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ekonomideki iyileşmenin giderek daha güç hale geldiğini açıkladı.Peki FİTCH ne diyor?: ‘’Kredi büyümesindeki yavaşlama hız kesti, faiz indirimleri bu trendi tersine çevirebilir; TCMB araştırmaları da cari açığın kredi büyümesine duyarlı olduğunu gösteriyor.Merkez bankası üzerindeki baskı artabilir.Bu baskının ilk çeyrekte yüzde 4,3 olan büyüme rakamının ikinci çeyrekte yüzde 2,1'e inmesiyle şiddetleneceğine inanıyoruz.Sermaye girişlerinde uzun süreli ve keskin azalma, yüksek cari açıkla ve net dış borçlarda belirgin artışla birllikte hızlı kredi büyümesi notu etkileyecek faktörler ....
- Merkez Bankası verilerine göre, Cari açık Temmuz'da 2,6 milyar dolar oldu.Yaniağustos 2013'ten bu yana en düşük aylık cari açık verildi. Cari açık iç talepte yavaşlama, dış ticaret açığındaki azalma ve altın ticaretinde ithalatın azalmaya devam etmesi ile düşüşünü sürdürdü.
-TCMB başkanı erdem Başçı’nın bugun bir konferansta açıklamaları vardı..Başçı ne dedi: "Faiz oranları yeniden yüzde 4,5'e inseydi, kurda yükseliş olurdu, yine Ocak'taki durumu yaşardık. İki kere iki dört. Bu kesin. Enflasyon beklentileri kontrol altına alındı, risk primlerinden düşüş oldu, o yüzden indirim yapabildik. Kredi büyümeleri istediğimiz şekilde gerçekleşti. O yüzden de indirim yapabildik. Dikkatli olmamız gerekiyor, geri adım attıracak kararlar alınmaması gerekiyor""Gıda dışı enflasyon yüzde 7,4, yani TCMB kendisiyle ilgili kısmı kontrol altına aldı. Bu ay bu veride belirgin bir düşüş göreceğiz, yüzde 7,4'ün altına inme olasılığı var", "İhracatımız için önemli olan kurlar değil Avrupa ekonomilerinin toparlanması"
Bu haberlerin ortak temaları;Cari açık, Faiz,enflasyon,sermaye ihtiyacı, yurtdışındanpara girişi,ihracat ve kurlar....
-****
Başa dönelim:
Türkiye piyasaları bir haftadır tepkili..Dolar 2,16’dan 2,2130’a çıktı..Yükseliş devam edebilir mi? Edebilir..FED’den gelen açıklamalara ve 3 ekimde ki FİTCH Türkiye not değerlendirmesi ve Avrupa Merkez Bankası’ndan ve Avrupa’dan gelen haberlere bağlı...
Endeks 82,000 seviyesinden 78000 seviyesine geriledi.Düşüş devam edebilir mi ? Devam edebilir teknik açıdan 76200 ve 7300 olasılıkları tabiki var..Ama tek iyi bir haber de piyasayı tekrar 80,000 seviyesine çekebilir.
Altın düşüşünü sürdürebilir mi ..Sürdürebilir..Altın teknik olarak 1190 ons/dolar seviyesini de test edebilir mümkün..Tabiki haber akışına veya yeni sürprizlere bağlı olarak ..Ama altında başka bir hikaye daha var..Dünyanın büyüyememe sorunu (ki yüzlerce sayfa yazsak ta bir anlamı olmayacak)
Sonuç:Eylül ayı kritik,FED,AMB;TCMB faiz toplantısı,Ortadoğu, Rusya ve Avrupa..
Tüm haberlere tüm spekülasyonlara açık bir ay..Dikkat etmeli ve haberleri iyi okumalıyız ..Diyeceğim budur ..
Dolardaki artış, faizler deki yükseliş fiyatlara harcamalar yani enflasyona etki edebilir.Sevindiri bir neden var ancak o da uluslararası piyasalarda ki petrol fiyatlarının 100 doların altına inmesi.Bunun hem enflasyona hem de cari açığa olumlu etkisi olduğu aşikar.Yani harcamalarımıza ve gelirimize ...
NOT: Bazen bana eleştirilerde geliyor ..Neden hep yurtdışı piyasaları ve haberlerini yazıyorsunuz diye..Nedeni çok açık Türkiye tek başına izolebir ülke değil..Aksine bölgesinde yıldız olmaya aday ve birçok ülkeyi etkileyebilecek karar alma yetisine sahip bir ülke..Dolayısıyla sadece dolar indi çıktı altın alalım mı cari açık cebimizi nasıl etkiler değil iş..Dünyayı okuyamazsak ne cebimizin durumunu ne de geleceğe dair planlarımızıyapamayız..Paylaşayım istedim
Kalın sağlıcakla J
Günün sözü:Hayatın nimetlerinin değerini bize öğreten ancak hayatın zahmetleridir Goethe