Seçime iki hafta kaldı. Partiler ve adaylar dağarcıklarındaki son hamlelere hazırlanıyorlar. Aslında seçmen büyük ölçüde kararını vermiş durumda. Elbette biraz karar aşamasında olanlar da var. Açık hava toplantıları liderler için bir güç gösterisine dönmüş durumda. Orada verdikleri mesajlar daha çok yankı buluyor.
CHP, İzmir'de iki somut örneği bulunan darbe yanlısı bir sürü adayla, "yaşanacak bir Türkiye" idealini nasıl bağdaştırıyor, anlaşılır gibi değil...
MHP, hamasetten öte bir şeyler söylüyor mu, belli değil. Kürt sorunu gibi yakıcı bir derdi otuz senelik yöntemlerden farklı bir tarzda eke aldığına dair bir alamet gören var mı? Akan kanın durmasından duyulan sevinci bile paylaşmakta tereddüdü var MHP'nin.
HDP'nin demokrasi havarisi kesilmesine ne demeli? Abdullah Öcalan'ın 'silahlı mücadele bitmiştir, siyasi mücadele başlamıştır' sözünü içine sindiremeyenler var ve iç çekişme devam ediyor. Tehditle oy toplama ve seçim güvenliği gibi çok esaslı bir mesele ile karşı karşıya olduğumuzu unutmamalıyız.
Ak Parti, Alsancak'taki büyük mitinge hazırlandı haftalar boyunca. İl Başkanı Bülent Delican bütün gücüyle bu mitingin ses getirmesi için çabaladı. Belli ki Ahmet Davutoğlu, ‘bayrak havaya…’ dediğinde herkesin göğsü kabarsın istiyor.
Ahmet Davutoğlu'nun, ‘bayraklar havaya’ nidası hem Türkiye’de hem dışarda yankı buluyor. Türkiye’de yankı buluyor, zira Ak Parti yine iktidara yürüyor. Dışarda yankı buluyor, zira dış politikadaki açılımın mimarlarından biri olarak her coğrafyada bayrağımızı görünür kılmak için çırpınıyor.
Panama'da buna bir kere daha şahitlik ettim. Bu Orta Amerika ülkesi Atlantik Okyanusu ile Pasifik Okyanusunu birleştiren kanalla maruf. Panama Kanalı, Süveyş Kanalının aksine deniz seviyesinde başlayıp belirli bir yükseklikten sonra bir göl üzerinde devam eden ve yine deniz seviyesine indirilen 80 km uzunluğunda bir kanal. Kademeli havuzlar gemileri deniz seviyesine yükseltmek ve indirmek için kullanılan basit fakat etkili bir yöntem.
Bize Panama Kanalını gezdiren rehberimiz ‘dün buradan adı İzmir olan bir gemi geçti, ama Panama bayraklıydı” dedi. Panama, vergi ve benzeri kolaylıklar sebebiyle dünyanın her ülkesinden gemi kaydı yapılan bir yer. Pek çok Türk gemisi de Panama bayrağı taşıyor. Bir yerde rastlarsam, Lucien Arkas’a, Panama bayraklı kaç gemileri olduğunu soracağım. Vakti olanlara yılda iki milyar dolar gelir sağlayan Panama Kanalının tarihçesini bulup okumalarını öneririm. Kanalı yüz yıla yakın işleten ve 2000 yılının başında Panama’ya devreden Amerika, hala bir takım hakları da elinde bulunduruyor.
Türkiye’de yeni Meclisin şekillenmesine ne kaldı şurada… Galiba Meclis Başkanı Cemil Çiçek bana son bir katkım olsun diye Orta ve Güney Amerika ülkeleri Parlamentolarının ortak platformu PARLATINO’da bir konuşma yapmamı önerince ‘hayır’ diyemedim. Bu faaliyeti de ‘bayrak havaya’ demenin bir parçası olarak gördüm. PARLATINO, Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi gibi bir yapıya sahip. Dedim ya, ‘bayrak havaya’ sözünün anlam kazanması için Türkiye’nin daha çok görünür olması gerekiyor… İşte bu amaçla PARLATINO’ya gözlemci üye olarak katılacağız.
Panama Büyükelçimiz Şanıvar Olgun ve iki başarılı diplomatımız Kanber Akyön ve Levent Gürcan bu temasları çok önemsediklerini her safhada belli ettiler. Dolayısıyla da çok emek sarf ederek her türlü görüşmeyi önceden ayarladılar.
Bizim bu bölgede müthiş bir potansiyelimiz var. Büyükelçimiz ve arkadaşları bu potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye çevirmek için gayret ediyorlar. Birçok önerileri oldu. Ben de bunları ilgili yerlere ve kişilere rapor ediyorum.
Her şeyden önce Portekizce konuşan Brezilya hariç bütün Orta ve Güney Amerika’nın İspanyolca konuştuğunu söylemeliyim. İspanyolca tanıtım malzemelerine ve internet sitelerine büyük bir ihtiyaç olduğu ortada. Artık dünya küçük. Şanıvar Hanım, bir çöp depolama tesisi kurmak için Panamalıların davet ettiği bir Türk firmasının yolunu açmak için uğraşıyor. Biliyorsunuz bölge kahvenin ana vatanı. İzmir’den bir firmamız da buralara kahve makinası satıyor. Türkiye turlarına ve Yurt Dışı Türkler Başkanlığının duyurduğu Türkiye Burslarına, daha çok Kolombiya’dan olmak üzere çok sevindirici bir ilgi var.
İstanbul’dan Panama’ya göçen ailelerden biriymiş Julia Ovadia. Mükemmel Türkçe ve İspanyolcasıyla bana görüşmelerde yardımcı oldu. Eşi orada büyük bir iş adamı. Başkaları da var Murat İlarslan ya da Panamadaki adıyla Marko İlarslan Mersin’den göçen yine Yahudi bir aileden. O da büyük bir işadamı. Panamalılar tembel diye önemli çalışanlarını Türkiye’den getiriyormuş.
İspanyollar yemiş bitirmiş bu ülkeleri. Sonuç mu? Sonuç, müthiş bir İspanyol hayranlığı. Yolsuzluğun diz boyu olduğu bu ülkede bütün batılı devletlerin adı bir şekilde yolsuzlukla anılır olmuş. Eski maliye bakanı yeni tutuklanmış. Eski CB dokunulmazlığını kaybetmiş. Özel kalem müdürü ABD’ye kaçmış. Anayasa mahkemesinin bir üyesinin rüşvet almaktan başı beladaymış. İspanyadaki krizden sonra bütün zorda kalanlar Latin Amerika’ya akmışlar. İspanyol şirketlerini Latin Amerika kurtarmış. Büyükelçiliğimizin sekreteri bir İspanyol. Üç dil biliyor. Yerel dil yok sayılır buralarda. İspanyollar vaktinde hepsini yok etmişler.
Son bir not. Panama bir kara para aklama merkezi. Boş duran yüzlerce gökdelen var. Hepsinin ilk beş altı katı otopark.
Bugün Alsancak’ta miting var. Bayraklar havaya… Dünyada Türkiye var. Bayrak havaya…