Terörle mücadele alanında Batılı müttefiklerimizden destek görmek bir tarafa, başlı başına onlar kaynaklı milli güvenlik meseleleriyle başa çıkmaya çalışıyoruz malum.
Hal böyle olunca, Europol’ün 2016 yılını mercek altına aldığı 2017 Terör Raporu’nu dikkatle inceledim.
Elbette öncelikli olarak 28 Avrupa Birliği üyesi ülkenin maruz kaldığı terör saldırılarını ele almışlar.
AB dışı ülkeler kısmında Türkiye’yi, “Etno-milliyetçi ve Bölücü Terörizm” kısmında da PKK’yı incelemişler.
Raporda, ne 15 Temmuz darbe girişimine, ne de FETÖ terör örgütüne atıfta bulunuluyor. Rapor daha çok “Cihadist terör” başlığı ile yine İslami bir kavram ile terörizm olgusunu yan yana koyarak kaleme alındığı için, Türkiye kısmında DEAŞ eylemlerine yer verilmiş. Türkiye’nin sınırları ötesinde DEAŞ hedeflerine operasyonunun (Fırat Kalkanı) ardından daha fazla DEAŞ’ın hedefi haline geldiğine vurgu yapılıyor.
PKK kısmında da, AB ülkelerindeki PKK saldırılarına yer veriliyor. Haraç toplama faaliyetleri de yine bu belgede altı çizilen, hatta para miktarı verilen bir başlık. Buna göre, Fransa’da toplanan haraç miktarı 5.3 milyon Euro.
Ancak raporun en ilginç kısmı, PKK bölümünün en sonunda yer alan bir cümle.
“Ek olarak, İsviçre, PKK’nın 2016 yılının ikinci yarısında Alp Dağı eteklerinde gençlere yönelik ideolojik eğitim kampı kurmuş olabileceğini bildirdi.”
İsviçre. Hani 16 Nisan referandumu öncesinde, bir PKK gösterisinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yöneltilmiş bir silahın yer aldığı afişe izin veren İsviçre. PKK, Alp eteklerine Kandil’i taşımış neredeyse. Rapora bu bilgi resmen İsviçre tarafından eklenmiş. Tıpkı, Almanya, Fransa ve Belçika’nın kendi topraklarındaki PKK saldırılarını rapora aktardıkları gibi. Elbette öyle olacak çünkü PKK, AB’nin terör örgütleri listesinde yer alıyor. Şimdi soru şu: Ankara, İsviçre’den Alp eteklerindeki bu kamp ile ilgili adım atmasını isterse? Ya da Almanya? Ankara’nın teröre karşı işbirliği talebine nasıl karşılık verecek?