Almanya bunu yakalamak için 2. Dünya Savaşına götüren tüm yolları denemiş oldu. 1. Dünya Savaşından hezimetle çıktı ve hiç durmadı. Baltık ülkeleri, Ukrayna, Belarus hatta Romanya üzerinden Sovyetler Birliği hinterlandına müdahil olma isteklerinden vazgeçmedi. Emperyal yapısı hiç yorulmadı. Ve ilk fırsatta yeniden küresel aktörlük için fırsatları denemekten kendisini alıkoyamadı. Hitler'in meydana çıkışı, nedenleri, dönemin jeopolitik şartları incelenince şunlar meydana çıkıyor.
Bolşevik Devrimi konusu, başlı başına yeni dünya düzeni için proje olarak karşımıza çıkıyor. Çarlık Rusya'sı; Avrupa'yı o dönemde de rahatsız etmiş olmalı ki, üst üste dünya savaşına yol açan gelişmeler İngiltere merkezli siyasi stratejilerle inşa edilmeye başladı.
Ukrayna, Belarus ve Baltık ülkeleri artı olarak Polonya, kullanılacak en önemli zemin olarak görülüyor. Almanya istihbarat ve ideoloji merkezlerinin; Ukrayna, Belarus, Orta Asya'ya, Türkistan, Kafkasya dahil Rusya'nın etki alanına hitap eden stratejiler üretmeye kalkması bunu Hitler Almanya'sının esas doktrini edebilmesi üzerinde düşünmemiz gerekiyor.
ABD ve İngiltere, Almanya'nın bu emperyal rövanşist yapısını durmadan kullanabildi. Şapka çıkarılası bu başarıları, şimdi içinde bulunduğumuz süreci doğru okumamıza kapı açıyor.
Almanya yine devrede. Türkiye üzerine de geçmişten bu tarafa tüm çalışmalar yeniden taranması lazım zannımca. Müttefiklik anlayışı irdelenmeli. Kendini özel ırk olarak görenler, belki tarihin arşivine karıştı gözükebilir ama emperyal yapısı bitti mi veya İngiltere bu isteği sonuna kadar kullandı mı? Esasında buralar çok önemli!
Bakıldığında şimdi de aynen Rusya'nın çevreleme sürecinde, Almanya esas aktör olarak meydanda. Fransa ise git gel yaşıyor. Haliyle bu büyük kavgada, "fırsatı nasıl değerlendirerek yeniden tarih sahnesine çıkış yapabilir" onun hesabını yapmakta. Ama sonuç itibari ile süreç, büyük hayalleri olanların hayallerini suya düşürmekte! Almanya neredeyse ABD'nin bölge milisi konumuna gelmiştir. Rusya bu durumda nasıl davranıyor, neden Türkiye merkezli yeni ekonomik planlamalar hesaplamaktadır? Yarınlar önemli. Geçmiş değerlendirilirken olanların iyi okutulması gerekli. Gelecek inşası, yeniden ve yeni sorunları oluşturacaktır hiç kuşkusuz. Önce Batı'nın kendi arasındaki hesaplaşma ne zaman bitecek, kimler kullanılacak, kimler anlaşmalara zorlanacak ve tabii Rusya'nın geleceği nasıl şekillenecek?
Çin faktörü ayrıca yazılmalı, konuşulmalı. Rusya'nın sessiz ve uzun vadedeki sorunu olacak Çin ile nasıl bir süreç takip edilecek?
Çokça sorular var. Tarihi geçmiş okunmadan, ne bugün ne de yarın anlaşılır. Almanya'nın geleceği ve yaptıklarını iyi okumalıyız. Özellikle Türkiye açısından, Almanya-Rusya ilişkilerini doğru okuyarak yorum yapmak elzemdir. Bu defa hataya yer ve yol olmamalı!