Kendi tezlerini yaymak için Deutsche Welle’yi (DW) kullanan Almanya, yabancı kişilerin medyaya sahip olmasını biraz daha zorlaştırdı. Daha önce yüzde 25 yabancı sermayesi olan medya grupları hükümetin iznine tabi iken bu oran yüzde 10’a çekildi. Bu şu anlama geliyor: Almanya’da artık daha küçük medya yapılanmaları bile hükümetin oluru olmadan faaliyet gösteremeyecek. Bu kural AB ülkelerini kapsamıyor.
Almanya bununla da yetinmedi. Ülkenin en güçlü üç medya şirketine de kalkan oldu. Bu medya kuruluşları yabancılara karşı korunacak.
Kendi kamuoyunun Rusya ve Çin tarafından manipüle edileceğini düşünerek önlem alan Berlin yönetimi, iş Türkiye ya da başka bir ülkelere gelince demokrat kesiliyor. Bağımsız medyadan dem vuruyor.
İki ay önce Almanya’nın öncülüğünde BBC, France24, VOA’nın ortaklaşa Türkçe yayın yapan Youtube kanalı kuruduğunu bir önceki yazımda dikkatinize sunmuştum. Bu kanal tamamen Türkiye odaklı haberler üretecek. Üstelik medya tarihinde bu kadar büyük ölçekte böyle bir ortaklığın benzeri de yok. Bu bilgiler ışığında geçtiğimiz haftaki yazımın ilgili bölümünü bir kez daha okumanızı tavsiye ederim. İç kamuoyunda manipülasyonların önünü almak için her türlü adımı atmakta kararlı bir Almanya’nın Türkiye’de amacı siyasi olduğu çok belli bir projenin bayraktarlığını yapmasını bir kenara not etmekte fayda var.
Şimdi mi aklına geldi?
Bu aralar mahalleden ayrılan gazetecilerin sosyal medyada yazıp çizdiklerine bakıyorum da hayret ediyorum! Karşı mahalleye yaranmanın gayreti ile yapılan paylaşımlar tam ibretlik. Yazık gerçekten YAZIK! Yazdıklarına yapılan yorumları okuyunca onların adına ben UTANIYORUM. Köşe varken, makam varken eleştiri yok. Bunlar alınınca hemen başla her şeyi söylemeye. Daha dün savunduğun şeyi nasıl inkar ediyorsun! Hem unutma eleştirdiğin düzenin mimarlarındansın.
İyi bayramlar…
Yazı günüm Ramazan Bayramı’nın ilk gününe denk geldi bu yıl. Bu da benim şansım olsun. Bu vesileyle tüm İslam âlemine hayırlı bir bayram diliyorum. Bayramımız mübarek olsun.