Şikayet çetelesini tutmuştuk...
Hatırlatalım;
Kılıçdaroğlu’nun İsrail’in “Kanal 2 Televizyonu”na verdiği demeç;
‘Hükümet yurttaşlara ve sanatçılara ciddi baskı uyguluyor, yargıyı ele geçirmeye çalışıyor..’
İsrail medyasından, ‘demokrasinin son ümidi’ övgüsünü alıyor... (Eylül 2010)
***
Kılıçdaroğlu, Avam Kamarası’nda İngiltere İşçi Partisi Genel Başkanı ile bir araya geliyor...
Türkiye’yi şikayet ediyor;
‘Türkiye’de demokrasi yok, gazeteciler tutuklanıyor,.. (Bizim avam anlamadı ya, İngiliz avamına anlatıyor derdini!)... (Mart 2011)
***
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, AGİT, Sosyalist Enternasyonal, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Türkiye’deki büyükelçilikler ve yabancı gazetecilere mektup gönderiyor Kılıçdaroğlu...
“Parlamentoda neden yemin etmediklerini açıklayan bir şikayet mektubu...” (Temmuz 2011)
***
Aralık 2012’de bir şikayet mektubu daha..
Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi başkanlarına, bu iki parlamentonun Türkiye raportörlerine, AB Komisyonu'na, Sosyalist Enternasyonal ve Avrupa Sosyalist Partisi 'ne..
Mevzu yine aynı; ‘Türkiye’de demokrasi neyin kalmadı!..’ şikayeti...
***
Kılıçdaroğlu Asya’ya açılıyor... “Çin Ulusal Radyosu’dan Türkiye’yi şikayet ediyor;
“Türkiye, Suriye krizinde çözüm arayan değil ne yazık ki sorun yaratan bir bölgesel aktör durumundadır...” (Ocak 2013)
***
Ve nihayet Mayıs 2013 (Önceki gün)...
Kılıçdaroğlu, Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda’ya Erdoğan’ı şikayet ediyor;
“Esed de Erdoğan da "baskıcı"… Ne fark var aralarında demokrasi açısından?!...
Hannes Swoboda bu açıklamadan rahatsız oluyor...
Swoboda, "CHP liderinin, benim davetlim olarak, Türkiye Başbakanı Erdoğan'ı Esed'le kıyaslamasını kabul edemem. Bu kabul edilemez.
Ve Swoboda, Kılıçdaroğlu ile planlanan ikili görüşmeyi iptal ediyor…
Ardından da açıklama yapıyor;
“Sosyalist Grup bu konuda farklı görüşe sahip olduğu için tavır göstermek amacıyla Kılıçdaroğlu ile görüşmek istemedim " diyor Hannes Swoboda…
***
Ben de bunu anlamıyorum işte...
Çankaya, Şişli Nişantaşı, Etiler, Kadıköy Bağdat Caddesi.., velhasıl Kemalist burjuva mahallesi, CHP’nin kalesi...
Proleter CHP’ye oy vermiyor...
Makarnaya kömüre oyunuzu sattınız diyerek garip gurabayı aşağılayan CHP...
Diğer taraftan Kılıçdaroğlu; “Bizim altı okumuzdan biri milliyetçilik. Türkçesi ulusalcılık” diyor...
Dünyada solcu-milliyetçi yegâne parti CHP!...
Üstelik Meclis’te, ‘Türk ile Kürt’ün eşit olmadığını söyleyen tek bir vekil var bu ülkede. O vekil de CHP’de...
Ee?... Kim diyor peki “CHP sosyal demokrat bir partidir” diye?...
CHP!...
***
Neticede Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grubu Başkanı; “Farklı görüşlere sahibiz..” deyip CHP ile görüşmeyi reddediyor...
Adam haksız da sayılmaz hani...
Kemal abi asıl kabahat sende...
Senin ne işin var Avrupa’da?... Allah’ın Avrupalı sosyalisti ne anlasın Kemalizm’den...
Silivri’de yıkılacak daha çok barikat var!...
Dön memlekete Kemal Abi...