Yapılması gereken yapıldı ve Ayasofya aslî hüviyetine kavuştu, elhamdülillah!
Fatih Sultan Mehmed Han’ın ümmete cami olarak vakfettiği Ayasofya, Cumhuriyet’i kuran kadro tarafından Batı’ya bağlılık göstergesi olarak müzeye çevrilmişti. Niyetleri Ayasofya’yı kiliseye çevirmekti lâkin İbrahim Hakkı Konyalı’nın “minareler yıkılırsa Ayasofya tamamen çöker” raporu buna engel oldu. Minareli kilise olamayacağı için müze yapmakla yetindiler. Bu bile mezkûr kadroyu Batı’ya bağlılık imtihanından geçirmeye yetti!
İstanbul’un fethinden itibaren cami olan ve İstanbul’un sahibi tarafından vakfedilen Ayasofya’nın müze yapılması az iş değildi; Batı, Fatih Sultan Mehmed Han’dan rövanşı almıştı!..
Türkiye bağımsız bir ülke deniliyordu ama topraklarındaki bir binanın nasıl kullanılacağı hususunda tasarrufta bulunmak için gözü Batı’daydı, böyle bir bağımsızlık olabilir miydi? İktidara geldiği günden beri Türkiye’yi dışa bağımlılıktan kurtarmak için hamle üstüne hamle yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya’yı aslî hüviyetine çevirme iradesi Anadolu’yu ruhen özgürleştirme iradesidir. Sadece Ayasofya’nın değil başta Anadolu’nun olmak üzere ümmeti tutsak eden zincirler kırılmıştır.
Ve bunun Müslüman Anadolu halkının 15 Temmuz 2016’da yazdığı destan gününe tevafuk etmesi de ayrı bir mânâ içeriyor.
Benim için Ayasofya ve 15 Temmuz’un bir arada anılmasının başka bir mânâsı da var. Benim gibi küçük yaşta (15 yaşında) tutuklanan gönüldaşım Halil Kantarcı’nın 1995 senesinde Ayasofya önünde gönüldaşlarıyla birlikte eylem yapmasının ardından gözaltına alınıp tutuklanması. Eylem sebebi, Ayasofya’da yapılacak dans gösterisine engel olmak. Nitekim oldular da. Halil’le hapishanede tanışmamız bu vesileyle oldu.
Halil’le başlayan gönüldaşlığımız bir ömür boyu sürdü. Evet, bir ömür boyu sürdü diyorum çünkü Halil Kantarcı 15 Temmuz gecesi işgalciye direnirken şehid oldu. Halil nasıl ki 1995 senesinde hiçbir hesap yapmadan Ayasofya önüne gittiyse 15 Temmuz gecesi de 3 çocuğunu ve hanımını evde bırakıp işgalcinin önüne çıktı.
Ayasofya için 10 yılını vermişti vatan için ömrünü!..
Şehid Halil şehadetinden yaklaşık 2 ay önce attığı bir tweet vardı: “Güzel bir şey olsa da şöyle içten, kuvvetli bir tekbir getirsek.”
Halilim, şimdi tekbir getirme vaktidir; zincirler kırıldı Ayasofya açıldı!
Allah-u ekber! Allah-u ekber! Allah-u ekber!