Ülkedeki seküler zihniyet ötekine özellikle de dindar kesime saygı göstermeyi bilmiyor, aksine kin besliyor, nefret saçıyor ve açıkça düşmanlık ediyor.
Bunu yaparken de gören gözü kör, duyan kulağı sağır ve taşıdığı kalp kaskatı kesiliyor.
Dindar/muhafazakâr kesimin yaptığı iyi olan hiçbir şeyi görmek ve duymak istemiyor.
Aksine var olanı bile inkâr etmekten zevk alıyor.
Evvelki gün hükümete muhalif TV kanallarından birinde herkesin tanıdığı, biri profesör diğeri doktor unvanı olan ünlü iki isim, '1950'den bu yana sağ iktidarlar hüküm sürüyor ama memlekete kazandırdıkları hiçbir şey yok!' ekseninde laflar ediyorlar.
Sonra sözü AK Parti iktidarına getiriyor ve içlerinden doktor unvanı olanı, 'devlet plansız programsız olur mu bunlar Devlet Planlama Teşkilatını (DPT) bile kaldırdılar' diyor profesör titri olan öteki konuk da bu söylemi onaylıyor.
Bu iddiayı çok sık gündeme getiriyorlar.
Bugüne kadar kimse de cevap vermediği için iddia doğruymuş gibi algılanıyor.
Gerçeği bilmeyen kimi muhafazakâr isimler de DPT'nin kapatıldığını zannederek ah vah ediyorlar.
Hâlbuki gerçek, iddianın tam tersi istikametindedir.
DPT kapatılmamış aksine geliştirip güncellenmiş daha önemli misyonlar üstlenmiştir.
Önce 2011 yılında bakanlık seviyesine yükseltilmiş sonra da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı adı altında yapılandırılmış, daha etkin ve daha faydalı bir şekilde görevine devam etmektedir.
"Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Türkiye'de planlı kalkınma sürecinin önemli bir unsuru olarak Anayasada yer alan planlı kalkınma işlevinin yerine getirilmesi, ekonomik ve sosyal kalkınmanın hızlandırılması, kaynak tahsislerinin belirlenmesi, hükümetlere müşavirlik yapılarak politikaların makro düzeyde koordinasyonun sağlanması gibi temel hususları icra etmek üzere 30 Eylül 1960 tarihinde kurulmuştur.
Devlet Teşkilatındaki yeniden yapılandırma çerçevesinde DPT, 2011 yılında Kalkınma Bakanlığı adını almıştır. Bu süreçte doğrudan Başbakanlığa bağlı olan statüsünün değişmesine bağlı olarak "koordinasyon" işlevi biraz geri plana düşme riski yaşamakla birlikte kurum, planlama, müşavirlik ve kamu yatırımların yönelik kaynak tahsisi işlevlerini sürdürmüştü
2018 yılında hayata geçirilen yeni hükümet sisteminde Cumhurbaşkanlığının bağlı kuruluş olarak kurulan Strateji ve Bütçe Başkanlığı, DPT ve onun devamı olan Kalkınma Bakanlığının iktisadi ve sosyal kalkınmaya yönelik planlama, koordinasyon, politika oluşturma gibi mevzuatta tanımlı tüm temel işlevlerinin yanı sıra beşeri sermaye birikimini de devralarak kurulmuştur.
Geçmişte başbakanlığın bağlı kuruluşu olarak faaliyet göstermiş olan DPT'ye benzer şekilde Strateji ve Bütçe Başkanlığı da doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı merkezi bir kamu kurumu olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
DPT mirasını daha güçlü bir biçimde devralan Strateji ve Bütçe Başkanlığı, beş yıllık Kalkınma Planları ile bu planların yıllık dilimi olan Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programlarının yanı sıra Orta Vadeli Programlar ve çok yıllı bütçelerin hazırlanması, uygulamaya konulması, izleme ve değerlendirmelerinin yapılması ile kamuda stratejik yönetimin temel unsurları olan planlama, bütçeleme ve raporlama fonksiyonlarının bir araya geldiği önemli bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır.
"Uzman kadrosu ve kullandığı modern teknolojilerle küresel ve yerel gelişmeleri hızlı bir biçimde takip ederek ortaya çıkabilecek güncel toplumsal ihtiyaçlara yönelik Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen hedef ve politikaların bütçeler aracılığıyla hayata geçirilmesinde önemli bir rolü ifa eden Strateji ve Bütçe Başkanlığı, planlama ve bütçeleme mirasını geleceğe daha güçlü bir biçimde taşımakta, yeni dünyanın şifrelerini çözebilecek teknik birikimi ile ülkemizin KALKINMA VİZYONUNA etkili bir biçimde katkı sunmaya devam etmektedir."
Gözü kör, kulağı sağır, kalbi paslıların ısrarla görmek istemedikleri işte bu kurum bütün azametiyle ülke yönetimine katkı vermeye devam ediyor.
Uzağa gitmeye gerek yok internette arama motoruna Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı yazan herkes kurumla ilgili detaylara ulaşabilir.
Türkiye'nin gerçekleştirdiği kalkınma, büyüme ve güçlenmeyi dış dünya öğrendi, öğrenmekle kalmadı bugün batı medyası Türkiye'nin Başkan Erdoğan yönetiminde ne denli büyüyüp geliştiğini ve güçlendiğini itiraf eden makalelerle, yazılarla haberler ve kapak dosyalarıyla dolup taşarken ülkemizdeki seküler kesim hiçbir başarıyı göremiyor!
Oysa onların bu olumsuz tavrına rağmen Türkiye sadece bölgesel bir güç değil artık batının da ihtiyaç duyduğu bir büyük devlettir.
Ülkemizdeki seküler kesimin çoğu gerçekleri görmek istemiyor, görmüyor! Görenler de üzülüyor!
Sosyal medyada dolaşan bir video var. Seküler bir hanıma soruyorlar 'Marmaray'ı kim yaptı?' diye, cevap: 'AKP yaptı maalesef.'
İlkokul mezunu başı açık mini etekli bir bayan onlara göre modern. Ama profesör olmuş ilmi makaleler yayınlamış tesettürle bir ilim hanımı onlara göre gerici!
Seküler kesimin zihniyeti bu maalesef!
Üzerinden geçtiği köprüyü, her gün kullandığı metroyu, yolculuk ettiği havaalanını inkar edenler, görmedikleri Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nı nereden bilsinler?!
Allah şifa versin!