“Allah aşkına sen dur, sen öğüt möğüt verme!”

Bir konferansta çok deneyimli bir gazeteci büyüğümüz üniversiteli gençlere öğütler veriyor. 

“En az 4 dil bilmek zorundasınız, ama İngilizce’leriniz yerlerde… Sıfır!”

“Suratıma alık alık, boş boş bakıyorsunuz, böyle olmaz”.

“Benim yeğenim 30 yaşında 40 yıllık şirkete genel müdür oldu”.

Büyüğe saygı, hürmet esastır bizde. Ama öyle dokundu ki söylenilenler hem gençlere hem bana, birkaç şey söylemeden edemedim.

 Orada söylediklerimi biraz yontarak burada kaleme alayım; 

Öncelikle, yeni nesille, gençlerle konuşurken asla kıyaslama, eskileri örnek gösterme ve küçümseme yöntemlerini kullanmayın. Gençlerde bu artık ters tepiyor. Yani sadece onun ve sizin vaktiniz ziyan olmuyor, tersine davranmaya başlıyorlar. 

Gençlere bakarken “sizi hiç anlayamıyorum” diye bir düşünce geçiyorsa aklınızdan, gençlere öğüt möğüt vermeye kalkmayın hiç. Anlayamıyorsanız bu ayıp değil, ama aynı dili konuşmadığınız insanlara kendi dilinizde ne kadar bağırırsanız bağırın, sizi anlamayacaktır. 

Gençlerin eksikliklerini yüzlerine söylemek yerine, daha iyi neleri nasıl yapacaklarını anlatmak çok daha faydalı olacaktır.

 Gençlerle karşı karşıya gelmeyin. Konuşurken bile karşısında durmayın, yanına oturun ve öyle konuşun.

Dostlar, bu zamanlar ülke ve dünya bu kadar karışıkken, gençlerin psikolojileri iyi değil. Yapmayın, etmeyin. Gençlerin üzerine gitmeyin. Onlar daha neler döndüğünü, neler olup bittiğini çözemezken bir de onları siz üzmeyin.

 DATA PAKETLERİ UÇUYOR

Sizde de oldu mu bilmiyorum. Özellikle 4.5G’ye geçtikten sonra ( LTE ) artık kimseye data paketi yetmiyor. Ben gitgide arttırıyorum data paketimi ama yine yetmiyor, yine yetmiyor. 

Büyük bir GSM operatörünün yöneticisi olan arkadaşımı aradım ve neden böyle olduğunu sordum. 

Cevabı ilginçti; 

Hani örneğin 10 dakikalık bir videoya tıkladınız, 10 saniye izlediniz, sonra da beğenmeyip kapattınız. Siz kapatıyorsunuz ama telefonunuz kapatmıyor. O videonun tamamını indiriyor. Gitti paketin yarısı. 

Operatörler memnundur eminim bu durumdan, o yüzden biz kendimize mukayyet olacağız , çare yok. 

Yazık, günay, faturalar git gide yükseliyor. Dikkatli olmakta fayda var. 

ERZURUM’UN KIZLARI NEDEN EVLENMİYOR?

Erzurum’a gittim geçtiğimiz günlerde. AK Parti’nin Siyaset Akademisi eğitimlerinin konuğuydum. 

Çok ilginç şeyler duydum, hele de doğuda kızlar 13 yaşında mı evleniyor, 15 de mi evleniyor tartışmaları varken…

 Ne 13’ü, ne 15’i , genç kızlar köylerde bile 27 yaşından önce evlenmiyor. 

Evlenme aşamasına geldiğinde de damat adayına şu şartı koşuyor. “Köyde kalmayacaksak evlenirim, şehre gideceksek evlenirim”. 

Ondan sonra da aileden 300 dönüm arazisi kalan genç, büyük şehirde 1300 lira asgari ücrete hayatını kazanmaya çalışıyor. 

Sosyolojik olarak ilginç, öyle değil mi? 

Kızlara sesleneyim son cümlede, kızlar köy güzeldir. Aman diyeyim, şehirde bir şey yok, biz de pek memnun değiliz...