11. Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte hareket eden Ali Babacan, kurmakta oldukları parti ile ilgili ilk defa ekranda geniş açıklamalarda bulundu. Önceki akşam Habertürk’te Teke Tek programında Fatih Altaylı’nın sorularını cevaplandırdı.
Babacan, Adalet ve Kalkınma Partisi kurucu üyeliği, 3 dönem milletvekilliği, Dışişleri Bakanlığı, Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yaptı. Bu görevlerinde başarılı oldu.
Kendisini dinlerken insafsızlığı dikkatimi çekti.
Sanki lideri olmayan bir partide hizmet vermiş gibi konuştu. Sayın Erdoğan’ın ismini bir defa bile zikretmedi.
Arkadaş, başarılı oldunuz ise sizi keşfeden, değerlendiren, destek olan, ufuk açan liderinizin hiç mi payı yok. Sayın Cumhurbaşkanı size ne kötülük yaptı da bu kadar vefasız ve insafsız oluyorsunuz?
Erdoğan karşıtlığı ile –çok çok zeki olmanıza rağmen- aklınız devre dışı kalmış, vicdanınız da kararmış.
İnsafsızlık ettiğinizi şu ifadelerinizde çok net gördük:
“Türkiye'de her alanda sorunlar büyüdü. Neredeyse ülkenin karanlık tünele girdiğini gördük.
“Türkiye’nin dış politikada güvenilirliği ve itibarı kalmadı.
“Siyaset; gelecek vaat edemeyince desteğin yolu korkuda, karşı düşmanı üretmekte arıyor…
“Yerlilik ve millilik kılıfı altında Türkiye'yi içe kapatma, içe kapanmış ülkeyi daha kolay yönetme ise biz bu anlayışta olmayız.”
PKK ve FETÖ’ye destek veren, bu örgütleri kullanan ABD’ye, İngiltere’ye, Almanya’ya, Fransa’ya, İsrail’e hiç laf yok… Türkiye düşmanlarının saldırılarına tek laf yok…
Ne oluyorsa hep Erdoğan yüzünden oluyor, insaf insaf…
Sizi böyle tanımıyorduk. Gerçekten ne ara bu kadar acımasız ve insafsız oldunuz?
Daha önce de yazdım. Siz ve Davutoğlu, iktidar olmak için parti kurmuyorsunuz. Sade suya tirit laflarla bu ülkede Cem Uzanlar, Cem Boynerler, İsmail Cemler, daha kimler kimler gelip geçti.
Sizlerin kuracağı partilerin, sadece Erdoğan’ı bir daha Cumhurbaşkanı seçtirmeme hesabı yapanlara katkısı olur.
Yüzde 50+1 hesabında sizden beklenen yüzde 2-3-4 ne olursa olsun Erdoğan’a gidecek oyları tırtıklamanızdır…
Sonra, daha parti kurulmadan, kadrolar ortaya çıkmadan böyle tebessümler, pembe tablolar çizmek kolaydır. Hele bir sahaya inin bakalım.
Daha ilk ekran konuşmanızda mesela Davutoğlu için neler dediniz.
En çok da epey bir zaman sizin altınızda çalışmış olmasına vurgu yaptınız.
Hele o neydi öyle; “Biz lider partisi olmayacağız, tek adam bizde olmayacak” deyip, “Davutoğlu, 30 ilin başkanını 8 ay önce belirledi” diye atıp tutmanız… Ve bunun yalan olduğu o saatte açıklanıverdi.
Hele bir sahne alın bakalım, Sayın Gül’ün iteklemesi ile bu ülkede lider olunuyor mu görelim…
3 hakikati hiçe sayıyorsunuz.
1. Millete yaslanmayan hiçbir siyasi hareketin geleceği yoktur.
2. Türkiye’de siyasî başarı, liderlik özelliğine ve karizmasına bağlıdır. Sizde bu özellikler olsaydı şimdiye kadar belli olmaz mıydı? Bakın CHP’ye, yıllardır iktidar olamıyor, çünkü bir lider bulamıyorlar, çıkaramıyorlar.
3. Bu millet şimdiye kadar vefasızlık edenlere asla meyletmedi. Onlar kendi kendilerine gelin güvey oldular, kendileri çaldılar, kendileri oynadılar.
Evet, Sayın Gül/Babacan ve Sayın Davutoğlu’nun kuracakları partiler sadece CHP-HDP işbirliğinin/projesinin değirmenine su taşıyabilir.
Anlaşılan Sayın Gül, adaylık için bir defa daha Erdoğan karşıtlarının uzlaşmasını bekleyecek.
Bu demektir ki, İmamoğlu şimdilik yedek kulübesinde oturacak…