Kendini solcu olarak tanımlayan gençler, birbiri ardına "traji-komik" örgütler kuruyor, Arnavutluk'un Enver Hoca'sından, Mao'ya, Lenin'le Stalin'e, Küba'nın Che Guevera'sına kadar ne kadar adı bilinen Komünist varsa onlara öykünüyorlardı. Aslında bu gençlerin tamamına yakını ne sol nedir biliyordu ne de Komünizmin gerçek anlamı konusunda bir fikri vardı. Yalan yanlış ve çok kötü bir Türkçeyle çevrilmiş kitaplardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyor, çoğunlukla da sapla samanı birbirine karıştırıyordu. Çoğunluk için sokaklarda dövüşmek, sanki bir tür oyundu; hani çocukken oynan hırsız-polis türünden. Çetelerine yakıştırdıkları isimlerse akıllara zarardı: TİKKO, THKP-C, THC-SEB vb. Süleyman Demirel, "alfabede harf bırakmadı bunlar!" diyerek kahkahalarla gülmüştü. Aslında ağlanacak halimize gülüyordu; gencecik insanlar birbiri ardına toprağa düşüyor, Türkiye'nin umut bağladığı bir kuşak neredeyse yok oluyordu.
Daha sonra, 1991 seçimleri öncesinde Islahatçı Demokrasi Partisi'nin başına geçecek olan Aykut Edebali, "Huzur ve Asayiş Komitesi" adında, İstanbul Büyükçekmece'ye 4 kilometre uzaklıktaki Gürpınar köyünde, kendi demesiyle "militan bir kadro oluşturuyor"du. Kadroya judo, ateşli silah ve bomba eğitimi verildi. Türkiye 12 Mart 1971 askeri darbesine yaklaşırken faili meçhul cinayetlerin ve patlamaların sayısı iyice arttı. Kimilerine göre bunlar askeri darbenin hazırlık eylemleriydi.
Bu dönemin sonuna doğru Türkiye yeni bir örgütle daha tanıştı. Bu askeri örgütün adını siviller Zivarbey İşkence Merkezi’nde duyacaktı ilk kez; "Kontrgerilla". Örgütün Kıbrıs'ta, "Türk Milli Mukavemet Teşkilatı" adıyla 12 Mart 1971'den çok önce kurulduğu sonraları anlaşılacaktı. Faili meçhul cinayetlerin, bombalama eylemleri ve kahvehane taramalarının tek adresi vardı: NATO'nun 50'li yıllardan bu yana Bütün Batı Avrupa'yı saran, terör eylemlerini hazırlayan ve yöneten gizli bir ordusu olduğu ortaya çıktı. Bu orduyu örgütleyen, yerel hükümetlere yol gösteren, silah cephane ve para sağlayan kuruluş NATO maskesi altında CIA'ydi.
Başbakan Bülent Ecevit, Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'ın örtülü ödenekten Özel Harp Dairesi için büyük miktarda para istemesiyle neler olup bittiğini soruşturmuş, Özel Harp Dairesi'nin Amerikalılarca kurdurulduğunu ve giderlerin büyük bir bölümünün onlarca karşıladığını öğrenmişti. Yazar, emekli asker Erol Mütercimler bu örgütün Türkiye'deki adının "Ergenekon" olduğunu öne sürmüştü, "Memduh Ünlütürk Paşa 'bu Ergenekon, hükümetlerin de bürokrasinin de çok üstünde bir kuruluştur; ben de bu örgütün üyesiyim. Yasayla falan kurulmuş bir örgüt değildir; 27 Mayıs sonrasında CIA ve Pentagon tarafından kurdurulmuştur. Örgüt vatanı korumak, hizmet etmek amacıyla çalışır. Örgütte yer alan subayların tamamı ABD'de kontrgerilla eğitimi görür. Ülkeye dönünce günlük görevlerini sürdürürler ancak tehlike çanları çalınca Ergenekon bayrağı altında toplanırlar" diye anlatmıştı. Mütercimler, Özal suikast girişiminin ardında da bu örgüt olduğunu yazmıştır..
(Yarın: 12 Eylül Kontrgerilla'nın Darbesi..)