Osmanlı’dan Cumhuriyet’e miras kalan Alevi sorunu ile yüzleşmenin belki de en sıradan başlıkları ‘Alevilerin sorunları’ ya da talepleri diye dile getirilen başlıkları. Cumhuriyet’le dönüşen sorun, yıllar içerisinde farklı sosyolojik, siyasi ve psikolojik unsurlarla karmaşık bir hal almış durumda. Bu durumu anlamak için dile getirilen taleplerin belli ölçüde ortaklaşamaması bile yeterlidir.
Alevi meselesinin etrafında Cumhuriyet’in kurucu ideolojisinden kaynaklanan tampon alan varlığını sürdürdükçe, mağduriyetlere doğrudan referansla sorunu ele almak mümkün olmayacak. Bu, belli adımların atılamayacağı anlamına gelmiyor. Aksine mağduriyetleri gidermek için dile getirilen bazı taleplerin karşılanması Türkiye’nin normalleşme sancılarının hafifletilmesi için elzem.
Cumhuriyet döneminde, sorunun tabiatını yapısal olarak değiştiren ‘tekke ve zaviyelerin kapatılması’ sürecinin bidayeti ile bizleri getirip bıraktığı yer arasında derin bir uçurum oluşmuş durumda. Bugün Alevi meselesinde mesafe almak bu derin uçurumun kapatılması anlamına geliyor. Bu ise oldukça zorlu, karmaşık ve farklı implikasyonları olan bir soruna işaret ediyor. Alevi meselesinin çatışma çözümleri anlamında vesayet rejiminin icadı olan sorunların yaşadığı ‘kangrenleşme sürecinden’ bağımsız olmadığını anlamayan her yaklaşım, medyatik köpürtmenin eşliğinde oldukça sığ yaklaşımlar sergilemeye mahkûmdur.
Sosyolojisi, teolojisi ve aktörleri parçalanmış, ağır bedeller ödetmiş olan bir sorun var karşımızda. Sorunun hasılatı kabul edilebilecek travma oldukça büyük. Paydaşların tamamının kabul edilebilir ölçüde destek verecekleri bir güven artırıcı döneme ihtiyaç var. İşin tam da karıştığı yer burası. Güven artırıcı adımların hayata geçmesi, paydaşların bunu içselleştirmesi ve sürecin sahici olabilmesinin tek yolu samimi bir yüzleşmeden geçiyor. Özellikle kurucu ideoloji çerçevesinde vurulan büyük darbenin merkezde yer almadığı bir tartışmanın sahici olması imkânsız. Böylesi bir tartışmayı hipotetik düzeyde bile kabul etmemek ise açıklanması zor bir kafa karışıklığına işaret ediyor. Dolayısıyla karşımızda iki başlı bir yüzleşme sorunu bulunuyor.
Birinci yüzleşme krizi, Aleviler dışındaki kahir ekseriyeti oluşturan ana Sünni damarın ve vesayet rejiminin inşa ettiği reflekslerin yaşaması gereken yüzleşme. Bu noktada işleyen bir süreç ve yaşanan iyileşmeler mevcut. AK Parti döneminde, hem devlet hem de toplum düzeyinde pozitif hareketlenmeler var.
Toplum düzeyinde AK Parti’nin iktidar olması, ana damarın temsil sorunlarını vesayet rejimi karşısında büyük ölçüde çözmüş oldu. 28 Şubat travması, belli ölçüde yasal düzeyde ama daha çok ‘de facto’ olarak atlatıldı. Devlet düzeyinde ise yine AK Parti marifetiyle ilk kez ‘Alevi sorunuyla’ yüzleşmenin ilk adımlarının atılması sağlandı. Bu durumun, Alevi taleplerini karşılamanın dışında bir önemi haiz. Tıpkı ‘Kürt meselesinde’ sorunun ismini bile telaffuz edemeyen bir devlet takıntısının aşılması gibi; Aleviler içinde ‘meşru tartışma alanının’ inşa edilmesi, bir yönüyle iktidar eliyle ‘muhtemel bir süreç’ için sigorta poliçesi sağlanması anlamına geliyordu.
İkinci yüzleşme alanı ise devletin ve ana sosyolojik damarın yüzleşmesi kadar hayatidir. Bu yüzleşmeyi ‘Alevilerin kendileriyle, sorunun kaynağıyla’ yapmaları kaçınılmaz yüzleşmedir. Aksi takdirde, hangi talep karşılanırsa karşılansın, soruna yapısal olarak müdahale edip, büyük ölçüde hitama erdirmek mümkün değildir.
Böylesi bir yüzleşme Alevilerin, asıl mağduriyetlerin kaynağıyla karşı karşıya gelmelerini gerektiriyor. Tek parti dönemi uygulamaları, daha sonra vesayet rejiminin kurguladığı hastalıklı ‘din-devlet’ ilişkilerini masaya yatırmaya sebep olacaktır. Bu aslında bir yönüyle zihinsel bir özgürleşme, yapılan zulümlerin sebep olduğu travmalardan kurtulma, geçmişi inşa misyonundan sıyrılıp bir gelecek tasavvuruna sahip olma ihtimaline de işaret etmektedir.
Türkiye iki farklı yüzleşmeyi, bir ön şart koşmaksızın, mütevazı kabul edilecek düzeyde bile hayata geçirmeye başladığında, her türlü ‘talep-arz’ makasına hapsedilmiş hak arama ve mağduriyet giderme sürecinden daha etkili ve hızlı güven artırıcı bir alan inşa edildiğini tecrübe edecektir.