Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Muharrem ayı dolayısıyla gerçekleştirdiği Hacı Bektaş Veli ziyareti hükümetin Alevi vatandaşların sorunlarıyla ilgili bir çalışmanın arefesinde olduğunu da müjdeledi.Alevi çalıştaylarıyla başlayan açılım süreci, ortaya koyduğu verilere rağmen doğrusu siyasete dönüştürülemedi. Necdet Subaşı’nın moderatörlüğünü yaptığı çalıştayların sonucunda hazırlanan rapor, hükümetin bundan sonra yapacakları için hareket noktası olacak. Emek ve zaman israfına neden olacak şekilde sil baştan yeni bir çalışmaya kalkışılmaması iyi haber.
Çalıştayların ortaya çıkardığı yol haritasının hızlıca icraata dönüşmemesinin sebebi Alevilerin sorunları diye alt alta yazdığımız hususlardan çok daha büyük bir meseleyle karşı karşıya olmamız. Bu da konunun aslında psikolojik ve ideolojik boyutlarıyla ilgili...
Meselemiz sadece inanç özgürlükleri nevinden olsa şimdiye çoktan çözülürdü. Cemevlerinin statüsü ve din eğitimiyle ilgili iki ana başlık, “Aleviler bile bu konularda hem fikir değil” mazeretini öne sürmeksizin insan hakları nosyonunun rehberliğinde uluslararası standartta bir çözüme kavuşturulabilirdi.
Tabii ki burada temel kıstas olarak Aleviliğin İslam içinde bir mezhep yorumu olduğuna dair çoğunluk görüşü esas alınmak ve bir inanç sisteminin neye ibadet, nereye ibadethane diyeceğinin tescilini laik devletten beklememek gerektiği bilgisiyle hareket etmek koşuluyla.
Alevilik ve muhalefet
Alevilerin Cemevinin ibadethane olarak tescilini talep etmesinin tarihinin AK Parti iktidarına denk gelmesinin de manidarlığına dikkat kesilmek kaydı şartıyla...
Bu bile tek başına, konuştuğumuz sorunun Alevi kimliğinin bir muhalefet aracı olarak kullanıldığına karine sayılabilir.
Gezi eylemleri ve Hükümetin Suriye politikası da -Türkiye’deki Alevilerin sorunlarına bitiştirilmek suretiyle- Alevi kimliğinin dinamik bir muhalefet zemini olarak tahkim edilmesine yaradı.
Bütün bunlar olurken genel başkanı Alevi olan CHP’nin Alevilerin sorunlarının çözümüne dair tek bir önerisi olmadı.
CHP’nin yenilikçi kanadından sayılan etkili isimlerinden birine yönelttiğim bu eleştirinin karşılığında “Olur mu öyle şey, biz önerdik Ak Parti ciddiye almadı” yanıtını aldım. Ben de “lütfen bana gönderin, köşemde paylaşacağım” dedim.
Mail adresime gelen dokümanlar Alevilerin sorunlarının çözümüne dair öneriler değil, CHP’li vekillerin sair zamanlarda verdikleri gensoru metinleriydi.
Gezi’de hayatını kaybeden Alevi gençlerle ilgili, Berkin Elvan’la ilgili Meclis gündemine getirdikleri hususları CHP’li vekil Alevi sorunlarının çözümüne dair önerilerimiz diye maile iliştirmişti.
CHP nihayet Hükümetin yeni açılım hamlesiyle eş zamanlı olarak 10 maddelik bir öneri paketi açıkladı.
CHP’nin önerisi ciddiye alınmalı
Bence hükümet Alevi Çalıştayları gibi CHP’nin sunduğu önerileri de hareket noktası olarak almalı. Zira birkaç hususta CHP de makul olanı dile getirmiş, “Cemevlerinin, ibadethane mi, kültür evi mi olup olmadığını tanımlamak hükümetin ya da devletin resmi kurumu Diyanetin haddi değildir. Cemevlerinin özgür ve güven içinde varlığını sağlamak, tıpkı diğer inançlarda olduğu gibi devletin asli görevidir” demek suretiyle hükümetle aynı noktada birleşmiştir. Din eğitimiyle ilgili husus da çözülemeyecek türden değil.
Sorunu büyüten ise kendisinden çok Aleviliğin ideolojik bagajıdır. Bu bagaj dün Madımak’ı muhalefetine dayanak yapıyordu bugün Cem evini. Yarın ise başka bir şey bulur.
Ne yazık ki AK Parti dönemine kadarki iktidarların Alevilere vaadi dindar kesimleri iktidardan uzak tutmak oldu. Aleviler de kurgulanmış bu algıya inanarak hem kendilerini görünmez kıldılar hem de Sünni olarak kodladıkları geniş dindar kesime dair korkular büyüttüler.
Mesut Yılmaz başbakan Bülent Ecevit başbakan yardımcısı olarak Hacı Bektaş Veli’ye gittiklerinde Alevilere sekiz yıllık kesintisiz eğitim müjdesi vermişlerdi. Kuran Kursları ve İmam Hatiplerin orta kısımlarının kapatıldığını Alevilere “müjdeleyen” bir iktidar vardı 28 Şubat’ta.
Başkasının mağduriyeti Aleviler için neden güvence olsun ki.
10 yıllardır Aleviler bu şekilde formatlandığından Alevilerin sorunları dediğimizde işin içine CHP’nin altı oku da giriyor, Dersim de giriyor, İslamofobi de giriyor.
Ve bu yüzden Alevilerin talepleri yerine getirilse de - “Alevi sorunu” çözülemeyebilir.
Hatta Alevi sorununu ancak CHP çözebilir!
İşe “CHP sorunu”nu çözerek başlamak şartıyla.