Aldatma sonrası eş ilişkisinin onarılabilmesi zor ama altı şartın yerine getirilebilmesi ile mümkün. Bunlar; aldatanın mutlak haksız olduğunu kabul edip güçlü özür dilemesi, evliliğinde kalmak istediğini diğer ilişkiyi bıraktığını açıkça ilan etmesi, diğer kişiyle her türlü ilişkinin sonlandırılması, gündelik hayatın mutlak şeffaf haline getirilmesi, iyileşmenin kontrolünün aldatılana bırakılması ve aldatılan kişinin onarmaya izin vermesi şeklindedir. Önceki yazımda ilk üç şartı açıklamıştım. Bugün de son üç şartı anlatacağım.
Gündelik hayatın mutlak şeffaf haline getirilmesi
Aldatma güven duygusunu zedeler. Güven ise bir evliliğin iki direğinden birisidir. Aldatmanın onarılabilmesi için güvenin yeniden inşa edilmesi gerekir. Güven inşasının yollarından biri de şeffaf olmaktır. Şeffaflık aldatmadaki gizlemenin karşıtıdır. Aldatan kişi artık tüm hayatını açık ve izlenebilir hale getirmelidir. Nerede, kimlerle, ne yaptığını eşe bildirme zorunluluğu vardır. Telefonlardan, bilgisayarlardan, sosyal medya hesaplarından şifre kaldırılmalıdır. Aldatılan eş tüm bunlara istediğinde erişebilme hakkına sahiptir.
Bu şartın gerçekleşmesinin engelleri; aldatan eşin bu kontrol edilmeden hoşlanmaması, kendisine güvenilmesini istemede acele etmesidir. Aldatılan eş de huzursuz ve alarma geçmiş zihnini sakinleştirmek için kontrol etmede rasyonalite dışına çıkması, etkisiz kontrol yöntemlerine sıkışıp kalmasıdır.
İyileşmenin kontrolünün aldatılana bırakılması
Aldatan eşler eğer evliliklerinde kalmaya karar vermişlerse, her şeyin bir an önce düzelmesini bekleme eğiliminde olurlar. Halbuki aldatılan ağır hasar almıştır. İyileşme zor ve yavaş olur. Bir an önce her şeyin normale dönmesi mümkün değildir. Hiç bir yara aniden iyileşmez. İyileşme sürecinin hızının kontrolü aldatılan tarafa bırakılması gerekir. Esas olan onun hali ve ihtiyaçlarıdır. Yaralanan odur. Bu sebeple de o esas alınmalıdır.
Bu şartın gerçekleşmesinin engeli, aldatan eşin bir an önce toparla baskısına karşı aldatılanın öfke göstermesine bağlı oluşan kavga ve küsmelerdir. Bu hal ilişkiye ek zararlar verir.
Aldatılan kişinin onarmaya izin vermesi
Aldatma yarasının iyileşmesi için son şart ise, aldatılan kişinin onarılmaya izin vermesidir. Aldatan kişi hatasını telafi etmek için; sorumluluğunu kabul etmiş, özür dilemiş, evliliğinde kalmayı istediğini açıkça ilan etmiş, diğer kişiyle tüm bağları kesmiş, hayatını şeffaf hale getirmiş, aceleci davranmıyorsa artık son nokta aldatılan tarafın tüm bunlara nasıl karşılık verdiğidir. Aldatılan taraf bu evlilikte kalmaya karar vermiş ise, onarılmaya izin vermelidir. Eşin doğru adımlarını görmeli hatta desteklemelidir. Onarılma hızının kontrolü kendisindedir ama onarılmanın yolunu açık tutmalıdır.
Bu şartın gerçekleşmesinin engelleri; aldatılan eşin içine girdiği psikolojik yıkımdan çıkamaması, suçlayıcı ve cezalandırıcı davranışa çok uzun süreler devam etmesi, intikam almaya yönelmesi, eşinin kendisiyle yeniden bağ kurmasına izin vermemesi ve cinsel hayattan tamamen uzaklaşmasıdır.
Sonuç olarak, bu altı şartı bir arada düşünürsek hali şöyle özetleyebiliriz: “Aldatma sonrası eş ilişkisinin onarılması zor ama mümkündür”.
Terörle psikolojilerimizi esir almaya çalışıyorlar
Beşiktaş’ta terör saldırısıyla psikolojilerimizi esir almaya çalıştılar. Teröristlerin beklentisinin aksine, gündelik hayatımıza ve işimize devam edip, acılarımızı siyasi bilince aktarmamız gerekiyor. Terörle yapmaya çalıştıkları “güvensizlik psikolojisini” topluma yerleşik hale getirmek. Bu sayede ülkemizin büyük siyasal güçlerin mühendislik operasyonuna açık hale gelmesini umuyorlar. Fakat, 15 Temmuzla zirveye çıkan siyasal bilinçlilik halinin istediklerine izin vermeyeceği kanaatindeyim. Kendi göbek bağımızı kesecek bir iç ve dış güvenlik mücadelesine ve yönetimde istikrar getirecek siyasal sistem değişimi için çabaya devam etmeliyiz.