Eş aldatmasına karşı verilen tepkilerde spektrumal bir çeşitlilik var. Bir uçta aldatıldığını öğrendiğinde direk avukatına gidip boşanma davası açanlar var. Diğer uçta ise her şartta eşinden ayrılmayanlar var. Çoğunluk ise bu iki ucun arasında bir yerde tepki veriyor.
Hemen çekip gidenler
Aldatılmış eşlerin bir kısmı, aldatıldıklarını öğrenip öğrenmez boşanma kararı alıyorlar. İlk yaptıkları şey eşi evden göndermek. Veya kendileri evden ayrılıyorlar. Sonra da soluğu avukatta alıyorlar. Bu kişiler boşanma konusunda da keskinler. Genellikle eşi asla affetmiyorlar ve ilişkilerini tam olarak kesiyorlar. Bu tutumun arkasında bazen kişilik özellikleri, bazen evlilik felsefeleri bazen de ayrı bir yaşam kuracak ekonomik imkanlara sahip olmak yatıyor. Çoğu zaman da bu ve benzeri faktörlerin birlikteliği bu davranışa neden oluyor.
Her şartta eşinden ayrılmayanlar
Eş aldatmasında spektrumun diğer ucunda ise başına gelenler için rahatsız olsa, acı çekse bile, her şartta eşinden ayrılmak istemeyenler var. Bu kişiler evliliklerini her şartta sürdürme kararlılığına sahipler. Boşanmayı istemiyorlar. Eşlerini geri alma konusunda bir mücadele içine girmeyi veya eşlerinin insafa gelmesini bekliyorlar.
Süreçte yolunu bulanlar
Çoğu aldatılan eş ise iki ucun arasında bir yerlerde tepkiler veriyor. Aldatma sonrası allak bullak olan duygu ve düşünce dünyalarının yolunu bulması için gelgitler yaşıyorlar. Bir yandan aldatılmanın psikososyal etkileriyle baş etmeye çalışırken, öbür taraftan ne yapmaları gerektiği üzerine hallerini netleştirmeye çalışıyorlar.
Boşanmayı seçenek haline getiriyorlar ama diğer seçeneklerin olup olmadığı konusunda düşünme içine giriyorlar. Boşanmanın etkileri üzerine düşünüyorlar. Duygularını yaşayarak anlamaya çalışıyorlar. En fazla da eşlerinin “onarıcı” bir tutum içine girip girmediğine bakıyorlar. Eş yapıp ettiğine pişman mı? Özür diliyor mu? Diğer ilişkiyi bıraktı mı? Diğer ilişkiye devam ediyor mu?
Haftalar belki de aylar içinde oluşan hale göre karar veriyorlar. Kalabiliyorlar veya gidebiliyorlar. Sonucu kendileri kadar eşlerinin aldatma sonrası tutumları da belirlemiş oluyor.
Eşlerin farklı tepki vermesi meşrudur
Aldatan eşe nasıl tepki verilmesi gerektiğinin mutlak doğru bir cevabı yok. Farklı türden tepkilerin meşruiyeti var. Yeter ki bu tepki duygu ve düşüncelerin bir arada kullanılarak alınmış bir “karar” olsun. Aldatılan kişi; kendi ruh halini, kişilik özelliklerini, bulunduğu sosyal ve ekonomik şartları, eşin halini, aldatmanın şeklini, varsa çocuklarını dikkate alarak kendi kararını vermesi meşrudur. Kararından dolayı başkaları tarafından eleştirilmesi de hoş bir davranış kabul edilemez.
Aldatılan eşlere boşan veya sabret baskısı
Aldatılan kişi, kadınların veya erkeklerin onurunu korumak adına belirli tepkileri vermek zorunda değil. Toplumda aldatmaya karşı kabullenme veya hemen boşanma ile karşılık vermek gerektiğine dair gizli iki uç baskı var. Aldatılan kişi bu iki tür baskının da kurbanı haline gelebilir.
“Boşanma tepkisi versin ki benim eşim korksun, aynı şey benim başıma gelmesin” türünden gizli baskılara boyun eğmek kişisel kararın sağlığını bozabilir. Acı çeken ve zor durumda olan kişilerin fedailik rolüne soyunması kişiyi daha da zor durumda bırakabilir.
Artık bardağı taşıran son durumun olduğu, kişinin eş olmayı sürdüremeyeceği, boşanmanın yol ve imkanının açık olduğu, kişi için de daha hayırlı olabileceği durumlarda ise “sabret, her şey düzelir” demek de aldatılan eşe zarar verebilir.