Eskiden gazetelerde yabancı dizilerle ilgili haberler yer alırdı, “Ne gereği var” diye kızardım. Fransız yapımı bir TV dizisini İngiliz kanalı BBC-4’te izledim, bizi bu kadar yakından ilgilendiren bir dizinin gözden nasıl kaçtığını anlamakta zorlanıyorum...
Dizinin Fransızca adı ‘Engrenages’, İngilizceye ‘Spiral’ (helezon) olarak çevirmişler... Herbiri 12 bölümden oluşan, dört sezondur sadece Fransa ve İngiltere’de değil Japonya dahil pek çok ülkede yayınlanan bir dizi bu. BBC-4 her cumartesi üst üste iki bölüm sunmuş; ben bu sayede dizinin son dört bölümünü izleyebildim.
Bizi ilgilendiren yönü? İçinde bol bol ülkemizin adı geçiyor. PKK’yla irtibatlı olduğu anlaşılan bir ailenin işlettiği lokanta aslında terörün merkezi, ayrıca insan kaçakçılığı da yapıyor sahipleri... Baş kaçakçı Ümit Çetin’i öldürenler de yabancısı olmayan kişiler... Son bölümde iki oğlunun kavgasına anne Leyla’nınkalbi dayanamayıp ölüyor, yaşasaydı oğullarının uzun yıllar yatmak üzere cezaevine gönderilmesi zaten sonunu getirebilirdi.
‘Spiral’ın son iki bölümüne Masonik ilişkileri de dahil edivermiş senaristler... Adını temize çıkarma mücadelesi veren bir yargıç sonunda kazanıyor, ama zaferinde üyesi olmayı reddettiği Mason Locası’nın katkısı olduğunu öğrenip şaşırıyor. “Kapımız sana açık” dediğini duyuyoruz Büyük Üstad’ın...
İlginç bir dizi. Neden gösterildiği ülkelerde yaşayan bizden kimsenin ilgisini çekmemiş, anlamakta zorlanıyorum gerçekten...
Yoksa zorlanmayayım mı?
Kuşku duymamın sebebi, Cüneyt Özdemir gibi artık ustalaşmış bir televizyoncunun Radikal gazetesindeki sütununu bir günlüğüne ayırdığı bir konuda gösterdiği zaaf... Yazısının başlığını aktarınca ne demek istediğimi anlayacaksınız: “İngiltere’deki ‘tutuklu gazeteciler’ efsanesi”...
Londra’da yayına aldığı Ak Partili Numan Kurtulmuş görüşmenin bir yerinde İngiltere’de de gazetecilerin tutuklandığını söylemiş... Devletin zirvesinde de böyle düşünüldüğünü öğrenmiş CNN-Türk programcısı / Radikal yazarı ve konunun peşine düşmüş... İngiltere’deki yardımcısıyla birlikte...
“Acaba IRA ile ilişki sebebiyle mi?” diye düşünüp Sinn Fein partisi sözcüsünü, İngiliz Ulusal Gazeteciler Birliği’ni aramışlar ve “Hayır” cevabı almışlar... ‘İnsan hakları Türkiye araştırmacısı’ biri, İngiltere’de gazetecilerin tutuklu yargılanmadığını söylemiş... Adalet Bakanlığı “Biz tutukladıklarımızı mesleklerine göre tasnif etmiyoruz” gibi bir cevap vermiş...
“Anlayacağınız” diyor Cüneyt Özdemir, “İngiltere’deki tutuklu gazeteciler örneğini verirken bilerek veya bilmeyerek birileri bizimkileri yanıltmıştı...” Acaba?
Doğrusu bu sonuca varması canımı sıktı. Sıktı, çünkü konuyu dikkatlere sunan benim. Burada “Kötü haberlerim var” diye vermiştim İngiltere’de tutuklanan gazetecilerle ilgili bilgileri... İşin garibi, kendisi gibi yurtdışında yaşayanlar kaynağıma erişebilsinler diye yazımda ‘tutuklanan gazeteciler’ ile ilgili habere link de var. Yardımcısını yormak yerine Google’a “Var mı?” diye sorsaydı, cevabı kısa yoldan alırdı.
İşin ilginç yönü, Radikal yazarının ‘efsane’ dediği tutuklamalar son günlerde arttı İngiltere’de...
Reuters ajansının Radikal’de çıkan ‘efsane’ yazısının hemen ertesi günü (14 Mart) geçtiği haberin girişini aktarayım en iyisi:
“Polis perşembe günü Sunday Mirror gazetesinin dört eski editörünü tutukladı. İngiltere’yi şok eden telefon dinleme skandalı yüzünden mensupları önceden gözaltına alınan Rupert Murdoch gazeteleri dışındaki medya için bir ilk bu.”
Emin olmak için haberde geçen ‘arrested’ sözcüğünün anlamına sözlükte baktım; ‘tutuklandı’ demekmiş hâlâ... Belki ‘kefalet’ ile bırakırlar gazetecileri, onu bilemem...
Sabah saat 06.00’da evlerini basan polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra tutuklanmış gazeteciler...
Mirror şirketi hisse senetleri yüzde 21 değer kaybetmiş...
CNN-Türk yapımcısına ilginç gelebilir: CNN de vermiş tutuklama haberini... Guardian, Independent, Financial Times gazeteleri de...
Hürriyet Daily News tutuklamalara ‘efsane’ diyen yazının tercümesini tutuklama günü yayımladı. İngiliz okurları bayağı gülmüştür...
Birileri birilerini aldatıyor gerçekten, ama kim, niçin?