URLA’DA bir süredir yıkım tartışması sürüyor. Balıklıova Mahallesi’nde 74 ailenin evi yıkıldı. Ama ev sahiplerine göre, yıkılan evleri değil, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözü oldu.
Urla Belediyesi, ruhsatsız olduğu gerekçesiyle mahalledeki bazı evlerle ilgili yıkım kararı almıştı. Mahallenin yasal itirazı sonuçlanmadan belediyenin iş makineleri, ev sahiplerinin kapısına dayandı. Mahalleli biçare, belediye başkanları CHP’li olduğu için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüşmek amacıyla Ankara’ya gitti. Ne yazık ki yüzlerce kilometreyi boşa çiğnemiş oldular, çünkü Kılıçdaroğlu kendileriyle görüşmedi. Anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu Balıklıova sakinlerine verdiği sözü unutmamış, belediye başkanı kendi talimatına rağmen yıktığı için vatandaşların karşısına çıkamamıştı. Sürecin geçmişi bir hatırlayalım. Belediye meclisi 74 eve yıkım kararı alınca, mahalleli CHP Urla teşkilatı ve belediye başkanı Sibel Uyar’a derdini anlatmak istedi, başaramayınca seslerini duyurmak için CHP İl Başkanlığı’nı işgal etti, bir kaç geceyi il başkanlığında geçirdi.
Kılıçdaroğlu, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam ve CHP İl Başkanı Bedri Serter ile Ankara’da konuyu görüşüp, mahkeme kararı çıkıncaya kadar evlerin yıkılmaması talimatını vermişti. Ama durum Sayın Genel Başkanın söylediği şekilde yürümedi. CHP’li Belediye Başkanı Sibel Uyar, mahkemeden karar çıkmadan o evleri yıkarak adeta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünü yıktı. Evsahipleri bu sefer Ankara’ya gitti Kılıçdaroğlu’ya görüşmek için. Kılıçdaroğlu görüş(e)medi İzmirli misafirleriyle. Kılıçdaroğlu da haklı görüşse ne olacak genel başkan ama takan yok. Bir söz vermiş yerine getirememiş, ikinci defa neyin sözünü verecek. Nasıl olsa takan eden yok.
Kılıçdaroğlu’nun bu aralar İzmir’e geleceği konuşuluyor. Hatırlarsınız her geldiğinde İzmir’e, İzmirliye methiyeler okur. İzmirli’yi çok sevdiğini anlatır hep. Sevgisinden şüphemiz yok elbette, ama o çok sevdiği İzmirlinin derdi var. Dermanı da kendisindeydi. Hem de söz vermişti çözüm için. Burada yaman bir çelişki var. Neden bir belediye başkanına söz geçiremedi acaba? Sayın Sibel Uyar nasıl bir güce sahip ki genel başkanının yüzünü yere eğdiriyor? Başka bir pazarlık mı söz konusu? Mesela yıkılan alanda ne yapılacak, o alanı kim kullanacak, oradan gelen kazanç kime gidecek? Yoksa bir hesaplaşmayı mı anlamamız gerekiyor bu olayda. Kılıçdaroğlu İzmir’e geldiğinde bu konu çok daha net bir hale gelecektir.
Kemal’i bırak, Celal’e bak..
Bu arada, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kuşadası’nda yaşayan kardeşi Celal Kılıçdaroğlu da sosyal paylaşım sitesindeki sözleriyle CHP’li belediye başkanlarına adeta ayar verdi.
Kılıçdaroğlu’nun ‘’Didim Belediye A.Deniz Atalay, sen ne yapmaya çalışıyorsun. Sizin gibi belediye başkanları CHP’ye zarar veriyor. CHP, o yüzden iktidar olamıyor. Önümüzde yerel seçimler var. Eğer CHP Didim’de kaybederse, senin gibi ‘Rüşvetçi Başkanın’ yüzünden olur. Aklını başına al’’ mesajı ilçeyi karıştırdı. Cemal Kılıçdaroğlu, daha sonraki paylaşımında ise CHP’li belediyeleri uyardı ve “Yanlış yapan belediye başkanlarını affetmem. Bazı belediye başkanları yakın takibimde. Her hafta genel merkeze rapor veriyorum. Didim Belediye başkanı olmayın’’ deyince okuyanlar “Bir tarafta belediye başkanına söz geçiremeyen genel başkan, bir tarafta rüşvetçiyi deşifre eden kardeş” yorumları yaptı. Mesajı okuyanlar ise Kemal’i bırak, Celal’e bak şeklinde yorumladılar. Bende diyorum ki, al birini, vur ötekine....