Millet İttifakı adı altında bir araya gelen siyasi partilerin cumhurbaşkanlığı için üç ayrı adayları var.
Yani cumhurbaşkanlığı konusunda bir ittifakları yok.
Kimi ilkelerden bahsediyorlar ki o ilkelere hiçbir siyasi parti itiraz etmez, etmiyor da. Birliktelik gerekçesi olsun diye protokole yazılmış ilkeler.
Bu ittifakın anlaştığı tek husus tekrar parlamenter sisteme dönüş kararlılığıdır.
***
İkinci tura kesinlikle kendisinin kalacağını iddia eden İP adayı Akşener, cumhurbaşkanı olacağına kendisini öylesine inandırmış rolü kesiyor ki, geçtiğimiz hafta, 24 Haziran sonrası parlamenter sisteme dönüşle ilgili yol haritasını belirlemek için ittifak yaptıkları muhalefet parti liderlerine toplantı çağrısı yaptı.
İlk görüşmeyi de dün CHP Genel Başkanı ile yaptı.
İkilinin yaptığı ortak açıklamada "Demokratik parlamenter sistemi getirmek" vurgusu yapıldı.
Bu ittifak YSK’ya verdiği protokolde ‘ülkemizin siyasal sistemini bir an önce normalleştirmek’ten bahsederek halkın referandumda kabul ettiği demokratik sistemi normal görmediklerine vurgu yapmışlar ve halkın iradesine saygı göstermediklerini de tescil ettirmişlerdi.
***
Muharrem İnce dahi sözle bile olsa birinci turda kazanacağını iddia ederek hava atıyor.
Ama Akşener birinci turda kazanamayacağını açıkça itiraf ederek kesinlikle ikinci tura kendisinin kalacağını söylüyor.
Bunun anlamı, birinci turda ittifak partilerinin meclis çoğunluğunu elde edemeyeceği etse bile -mümkün görünmüyor ya- anayasayı değiştirecek üçte iki çoğunluğu alamayacağının birinci ağızdan itirafıdır.
***
Şöyle ki, parlamenter sisteme dönebilmek için anayasayı değiştirmek gerekiyor. Anayasa değişikliği yeni mecliste en az 400 oy ile mümkün.
İkinci tura kalacağını söyleyerek 300 milletvekili bile çıkaramayacağını bizzat kendisi itiraf eden Akşener bu 400 oyu nereden bulacak?
Hadi diyelim 400 bulamadı, referanduma götürmek için gerekli beşte üç oyu yani 360 milletvekilliğini bile kazanamayacağını ikinci tura kalacağını söyleyerek itiraf etmiş olmuyor mu?
Dün Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden sonra, ‘parlamentodaki çoğunluk kazanıldıktan sonra ki öyle görünüyor’ ifadesini kullanıyor ama hangi çoğunluk olduğunu söyleyemiyor bile.
***
Aslında öyle görünmüyor, hanımefendi hayal görüyor ama varsayalım ki eskaza salt çoğunluğu elde etti. Salt çoğunlukla anayasa değişmeyeceğine ve değişikliği referanduma bile götüremeyeceğine göre asıl sorulması gereken soru ‘Parlamenter sisteme nasıl dönülecek’ sorusudur.
Bu sorunun cevabı muhalefetin kazanma ihtimali olmadığı gibi parlamenter sisteme dönüş diye de bir ihtimal yoktur şeklindedir.
Akşener sadece kendisini öne çıkarmak için böyle medyatik hamleler yapıyor.
Çünkü Akşener’in vehmettiği gibi ikinci tur diye bir şey görünmüyor ufukta. Görünse bile ikinci tura kalacak olan Akşener değil İnce’dir. O takdirde de bizzat Akşener’in dediği gibi seçimi Erdoğan kazanacaktır, üstelik ikinci tura kalırsa Erdoğan en az yüzde 60 ile seçilecektir.
***
Öyle anlaşılıyor ki, 2016'da 15 Temmuz sonrası başbakan olma suflesini kimden almışsa bugün de ikinci tura kalacağı suflesini aynı odaklar üflüyor kulağına.
Bence, Akşener ne cumhurbaşkanı seçilecek ne ikinci gelecek ne de milletvekili seçilecektir.
Tahminimce Akşener’in İyi partisinin bir iyiliği olacak o da oylarını böleceği partinin birçok ilde vekil çıkarmasına engel olacağı ve o vekillerin AK Parti’ye kaymasını sağlayacağıdır!
Öyle görünüyor!