Ortada bedâhet olan bir vak'a var: Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin binalarına giren çocuk ve gençler PKK'nın terör kamplarından çıkıyor. Sanırsınız HDP ait parti binalarıyla PKK'nın terör kampları arasında metro hattı var!
HDP'nin parti binalarına giren bu çocuklar ve gençler, ABD ve Batı emperyalizminin ileri karakol görevini üstlenen PKK/YPG ve türevlerinin terör kamplarına götürülüyorlar.
Terör kamplarına kaçırılan çocukların ve ailelerinin ifadeleriyle HDP'nin binalarına girip PKK'nın terör kamplarından çıkma vak'ası inkâr edilemeyecek bir vak'adır ve bir terör faaliyetidir.
İşte, soğuk sıcak demeden 560 gündür HDP'nin Diyarbakır il binasının önünde evlat nöbeti tutmaları bundandır; "Çocuklarımız HDP'nin kapısından girdiler PKK kampından çıktılar" diyerek HDP'den çocuklarını istiyorlar.
Çok basit bir denklem: Anneler, çocuklarını terör kamplarına gönderenlerden geri istiyor.
Ortada anlaşılamayacak bir şey var mı?..
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kürsü yumruklayıp yaygara yapan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ne hikmetse Diyarbakır annelerinin HDP'nin önünde evlat nöbeti tutmalarını anlayamıyor! Bir anne olarak Diyarbakır annelerinin yanına nöbet tutmaya gideceğine onlara, "Yanlış yerde oturuyorsunuz" diyebiliyor. Bunu derken yüzü de kızarmıyor!..
Cuma günkü yazımda Meral Akşener'e, yukarıdaki denklem gibi basit bir sual tevcih etmiştim: "Sürekli anne olmasına, kadın olmasına atıf yapan Meral Akşener çocuklarını HDP/PKK'dan isteyen annelere ne zaman ses verecek? Ne zaman, Çarşamba günü yaptığı gibi kürsüyü yumruklayıp, "Ey HDP, PKK'ya gönderdiğin çocukları annelerine teslim et" diyecek?"
Ne kadar basit bir sual değil mi?
Meral Akşener HDP'ye, "Ey HDP, PKK'ya gönderdiğin çocukları annelerine teslim et" demesi bir yana HDP'ye akıl hocalığı yapmaya başladı.
Haberturk televizyon kanalına çıkan Akşener'e, "terör örgütü propagandası yapma", "suçu ve suçluyu övme", "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlamalarıyla haklarında, dokunulmazlıkları kaldırılması yönünde fezleke hazırlanan HDP'li milletvekilleri soruldu.
Akşener, "Ben HDP milletvekillerinden biri olsaydım, o milletvekillerinden olsaydım arkadaşlarımı toplar hadi istifa ediyoruz derdim. Çünkü istifalar Meclis'te oylanır, bakalım Cumhur İttifakı o istifaları getirip oylar mı?" dedi.
HDP'ye, "Ey HDP, PKK'ya gönderdiğin çocukları annelerine teslim et" diyemeyen Meral Akşener'den HDP'ye ince taktikler...
Ben yaşanan hâdiseleri alt alta, hiçbir şey katmadan basit bir şekilde yazıyorum ve aklıma takılan soruları soruyorum. İYİ Parti mensupları, "Hakikaten, biz niye "HDP'ye PKK'ya gönderdiğin çocukları annelerine teslim et" demiyoruz" diyeceklerine bana sövüyorlar.
Yahu keşke bana söverek, ortağınız HDP'nin terör kamplarına gönderdiği çocuklar geri gelse de siz de bana 24 saat sövmeye devam etseniz!..
Bana veya benim gibi parti lideriniz hakkında hakikatleri yazanlara söverek çocukları terör kamplarından kurtaramazsınız. Hem bizim, partinizin lideri gibi yumruklayacak kürsümüz de yok!
İYİ Partililer'e şu ikâzı yapmayı da bir insanlık görevi olarak addediyorum: Aman dikkat edin de HDP metrosuna binmeyin, sonra kendinizi nerede bulacağınız mâlûm...
Basit sualimi, Sayın Meral Akşener'in yüksek müsaadeleriyle kendilerine bir kez daha tevcih ederek yazımı nihayete erdiriyorum: "Sürekli anne olmasına, kadın olmasına atıf yapan Meral Akşener çocuklarını HDP/PKK'dan isteyen annelere ne zaman ses verecek? Ne zaman, Çarşamba günü yaptığı gibi kürsüyü yumruklayıp, "Ey HDP, PKK'ya gönderdiğin çocukları annelerine teslim et" diyecek?"