MHP’de muhaliflerin pazar günü yaptığı, bir kongre denemesi değildi. Kongreye engel olan mahkeme kararı dururken Yargıtay’dan gelecek karara kadar beklemek gerektiğini biliyorlardı.
Ankara’daki ‘toplaşma’ mağduriyet fotoğrafı verme amaçlıydı. Hakikaten, TOMA önünde verilmiş bir fotoğraf kadar ‘moda’ olanı çıkmadı birkaç yıldır.
Daha önce muhalif adaylardan Meral Akşener hakkında ‘kendi sözlerinden’ alıntılar yaparak, “Kendisine yönelik ‘paralel proje’ ithamına cevap vermediğini, muhaliflerin ortak adayı gibi davrandığını, çelişkili sözler sarfetmesinin ve paralel odakların ortak desteğinin güvensizlik yarattığını, böyle giderse 28 Şubat’taki doğru duruşunun getirdiği siyasi birikimin çabuk tükeneceğini” yazmıştım.
Ankara’daki kongre buluşmasında ve sonrasındaki açıklamalarla ortaya çıkan manzara, durumun değişmediğini gösteriyor.
Genel Başkan adaylarından Koray Aydın’ın sözleri, Akşener’in TV’lerde göstermeye çalıştığı ‘duyarlı, ilkeli, delikanlı’ fotoğraftan çok farklı bir siyaset yürüttüğünün acı bir göstergesi:
“Biz bir gün önce 4 arkadaşla bir toplantı yaptık. Hukuka saygı gösterilmesi gerektiği, lehimize karar almış olan mahkemenin icrasının uygulanıp uygulanmadığını yerinde tespit ettirmek, yapılabilecekse devam etmek, yapılamayacağı takdirde ise gerekli açıklamaları yaparak oradan ayrılmak şeklinde bir mutabakat oluştu. Tutanaklar tutulduktan sonra biz ayrılmaya başladık. Meral Hanım’ın demiri tutarak ‘Bir karar gelinceye kadar ben buradan ayrılmayacağım, hadi gelsinler ayırsınlar’ şeklindeki sözleri bizim mutabakatımızın dışındadır. Kendisinin bizden ayrıştırarak izlediği bir yol... Sanki biz oradan erken ayrılmışız gibi bir imaj yaratılması hakkaniyetli değildir, ahlaki de değildir.”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz’ın dünkü açıklamasını da altına not edelim: “Cemaat medyasında gördüğümüz gibi, bir aday üzerine yoğunlaşılmıştır. Bu MHP’ye karşı yapılmış bir cemaat operasyonudur. 2011’deki Kaset Operasyonu’nda elde edemediklerini, şimdi algı operasyonlarıyla elde etmeye çalışıyorlar. MHP’yi seçimlerden sonraki yüzde 60’lık bloka zorluyorlar.”
MHP’de parti içi muhalefetin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi de katarak önerdiği ‘hükümete karşı yüzde 60’lık blok’a Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin sert bir dille karşı çıkmasından sonra hareketlendiği hatırlanınca, son tablo daha iyi okunabiliyor.
Süreçler CHP, paralel/cemaat, HDP ve yabancı finans destekli ‘sol(!)’u bir yanda, AK Parti ve MHP’yi diğer yanda birleştiriyor.