“Akşener ne yapar?” sorusunun cevabı bir noktada“MHP ne yapar?” sorusu ile bağlantılı.
Bir başka noktada “Bileşenler ne yapar?” sorusu ile bağlantılı.
Bir noktada “Tayyip Erdoğan ne yapar?” ile, ve tabii biraz da “CHP ne yapar?” ile bağlantılı.
Biraz açalım:
MHP ile bağlantılı çünkü, MHP'nin içindeki sancının ürünü. Bahçeli MHP'deki sancıyı, Hükümet'le işbirliği yaparak atlattı ve muhalif kesimi parti dışına attı. Muhalif kesim, dışarı atılan birkaç isimden ibaret olsaydı mesele yoktu, ama onun MHP'de bir toplumsal tabana tekabül ettiği açık. “MHP ne yapar?” sorusu, Bahçeli'nin öncü isimleri attıktan sonra partiyi derleyip toparlama kapasitesini ilgilendiriyor. Ortada bir tür ortaklık var, muhtemel ki bu ortaklık, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Erdoğan'ı destekleme noktasına da varacak, çünkü bütün siyasi yorumlar, Ak Parti'nin 2019 hesabını bu ortaklıkla birlikte düşündüğü noktasında toplanıyor. Bahçeli muhalefeti tasfiye için bu ortaklıktan istifade etti, bunun yanında tabanı teskin edecek bürokratik getiriler de söz konusu. Taban Cumhurbaşkanı seçimleri dahil, Bahçeli'nin peşinden giderse, Akşener'in MHP tabanına yönelik hesabı çöker. Ancak Akşener ve arkadaşlarının çıkışı, MHP tabanının olan bitenden rahatsız olduğu, ve bu yeni harekete güç vereceği umudundan kaynaklanıyor. Bakalım.
“Bileşenler ne yapar?” sorusu ile bağlantılı çünkü, bileşenlerin bileşmesi kolay oldu gözükmüyor. Zorluk potansiyel bir durum zaten. MHP'den ayrıldılar, ihraç edildiler, zaman zaman bir araya geldiler, koptular ve şimdi üç isim bir arada: Akşener, Özdağ, Aydın. Akşener bir adım öne çıktı, bunun da Özdağ ve Aydın tarafından kabul edildiği gözleniyor. Bir tür “Eşitler arasında birincilik” sistemi. Ortak akıl hesabı. Bunlar tanıdık olgular. Ama şunu söyliyeyim, Ak Parti yola çıkarken bunları konuştuğunda çok daha homojen bir arkadaşlık, çok daha ortaklaşılan bir “Dava” vardı, ama orada bile sonra problem yaşanması önlenemedi.
“Tayyip Erdoğan ne yapar?” ile bağlantılı. Akşener'in partisinin ulaşmak isteyeceği toplumsal zeminin Ak Parti ile yakınlığının bulunduğu belli. Öncelikle muhafazakarlık ve yurdum insanı boyutunda bir alana yönelecektir Akşener'in sesi. Neyi görüyor, neyi umuyorlar? Gördükleri FETÖ mücadelesi sırasında oluşan mağduriyet alanı. FETÖ mücadelesinin, “Gerçek FETÖ'cülük”ten öte bir alanda mağduriyet oluşturduğundan hareketle, o alana ulaşabilmeyi ümid ediyorlar. Bu alanın Ak Parti dünyası tarafından da görüldüğü bir gerçek. Tayyip Erdoğan bu konuda ne yapar? Hem FETÖ ile mücadele hem de mağduriyet oluşturmama dengesi kurulabilir ve Akşener'in bu hesabının önüne geçilir mi? Yoksa “Akşener'i FETÖ'cülükle suçlayıp” o alandaki duyarlılığı kazanmak mı tercih edilir? Bakalım.
Ve tabii “CHP ne yapar?” ile bağlantılı. Çünkü yeni sistem, partileri aşan bir siyasi yapı getirmiş durumda. Cumhurbaşkanlığı seçimi, nasıl Ak Parti ile MHP'yi ortaklığa zorlamışsa, diğer partileri de birlikte harekete zorlayacaktır. Kaldı ki, şu anda Ak Parti oy oranı itibariyle bütün partilerden daha avantajlıdır. Buna rağmen, MHP ile ilişkide hassasiyet sergiliyor. Ana muhalefet olan CHP de bileşke arayışında. HDP var, Saadet var, Vatan Partisi var, ve Akşener'in kuracağı parti var. Yazıya Akşener'in şansı çerçevesinde girdiğimiz için o eksende değerlendirme yapıyoruz. Aslında yüzde 50 artı 1 hesabı, herkesi kara kara düşündürecek bir hesaptır. Önceki gün Koray Aydın'ın Akşener'i Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmesinin bile ilerdeki bileşim müzakerelerine artı-eksi etkisi olacaktır.
Elhasıl partiler çok interaktif bir siyasi sürece girmiş bulunuyor. “Başarı” tahminleri çok çok ihtiyat gerektiriyor. Büyük – küçük her yapı için.
....
AK PARTİ DİLİ DEĞİL: Cumhurbaşkanı Erdoğan siyaseten söyledi ama bana pek “Ak Parti dili” gibi gelmedi. Şunlar:
“Atatürk’ün fanilalı fotoğrafı var mı?”
"Yıllarca havalimanı dendi, bunlar 'istemezük' dedi, kim bunlar? Komünistler, komünistler. Bu komünistler, sol görüşlüler vatansever değildir."
Siz ne dersiniz?