İyi Parti’de enteresan bir inatlaşma var. Genel Başkan Meral Akşener, “gidiyorum, aday değilim” diyor. Parti yönetimi ise “gitmiyor, tek adayımız Akşener” diyor.
Yönetimin talimatlarıyla Akşener’in evinin önünde kendilerini zincirleyenleri de ilk defa görüyoruz. Tiyatro gibi. Böylesine baskılara rağmen Akşener geri adım atmıyor. Afyonkarahisar’daki çalıştay toplantısındaki aday olmama kararını dün tekrarladı ve “Değerli dava arkadaşlarım, Kurultayımızda aday olmama konusundaki kararım kesindir” açıklamasını yaptı.
Hemen ardından İyi Parti Başkanlık Divanı toplandı ve Büyük Kurultay'ın 12 Ağustos tarihinde yapılacağı hatırlatılarak; “Bir kez daha, milletin talebi olan Sayın Meral Akşener’i aday gösterme kararı oybirliği ile teyit edildi” dendi.
Milletin böyle bir talebi var mı? Bari “parti tabanının” denseydi… Bir avuç parti yöneticisinin kendini millet yerine koyması epey sırıtmıyor mu?
İyi Parti Başkanlık Divanının bu baskısını ben, siyasî nezaketten uzak bir esir alma hamlesi olarak görüyorum. Akşener’e sözünü yedirme baskısı adeta bir tehdide dönüştü. Böyle bir muamele kamuoyunda itibar görür mü? Ne sebeple olursa olsun kararının arkasında duramayan Meral Akşener’in, artık hangi lafına kim inanır?
Akşener tekrar aday olur mu? Çizdiği karaktere göre bence dönmeyecek.
Bence dönmeyecek çünkü bu İyi Parti denemesinin istikbalinin olmadığını gördü. Kendi fedakârlıklarına rağmen yakın çevresindekileri daha iyi tanıdı ve “değmez” diyecek.
Kendisini inkâr ederek dönse bile, bir süreliğine daha İyi Parti’ye nefes aldırabilir. Ancak, İyi Parti’nin dağılmasını durduramaz.
Akşener şunu da gördü: Genel Başkanlığında ısrar edenler, bunu, kendisini ülke için, siyaset için önemsediklerinden yapmıyorlar.
Parti’yi ayakta tutabilecek, hamle yaptıracak başka bir isim bulunamadığı için Akşener ismi için ısrar ediliyor.
Evet, bazı isimler telaffuz ediliyor ama hepsi MHP kökenli ve parti içinde farklı eğilimleri kucaklayacak kimseler değil. Bence Akşener isminde ısrarın en önemli sebeplerinden biri bu.
Meral Akşener, “merkez sağ” imajı, MHP’li olma imajından önde bir isim. Siyasi hayatına DYP’de başlayan Akşener, 1995 ve 1999 genel seçimlerinde Doğru Yol Partisi (DYP) milletvekili olarak meclise girdi. 1996 ve 1997 yılları arasında Necmettin Erbakan tarafından kurulan Refahyol koalisyon hükümetinde İçişleri Bakanlığı yaptı.
Daha sonraları 2007, 2011 ve Haziran 2015 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekili oldu. Kasım 2015 genel seçimlerinde partisinden milletvekili adayı gösterilmedi. Bahçeli’ye bayrak açtı ve kaybetti.
Akşener’i yeniden İyi Parti’ni başında görmek isteyenlerin içinde Erdoğan karşıtı cephenin kalemlerinin, medyasının olması dikkatlerden kaçmıyor. Çünkü onlar da Akşener giderse İyi Parti’nin hızla dağılacağını düşünüyorlar. Böyle bir akıbet, AK Parti karşısında artık bir “merkez-sağ cephe” oluşturma direncinin kalmayacağı anlamına geliyor.
Aslında 15 Temmuz ihanetinin milletçe önlenmesinden beri Cumhur İttifakı dışında hiçbir siyasî oluşumun başarı şansı kalmadı. İyi Parti’deki artçı sarsıntıların artmasından sonra CHP’de yeni bir Kurultay muharebesi için kılıçların çekilmesi de bundandır…
İyi Parti macerası öyle ya da böyle bitiyor. Çekişmeler olacak ama öyle kafa göz yarma noktasına kadar gelinmeyecek.
Asıl CHP’deki kavga kötü olacak…