Vira bismillah diyerek adım attığımız ‘çözüm süreci’nin hayli zor geçeceğini; çekilen bu kadar acıdan, akıtılan gözyaşından, dayanılması zor ıstıraplı, sancılı bekleyişten sonra ‘barış sürecinin’ kucağımıza bir ‘cam bebek’ olarak doğacağını ve hayata ‘pamuk ipliğiyle’ bağlı olacağını başından itibaren hepimiz biliyorduk.
Biz bunu biliyorduk da, sanki bu hassas sürecin farkında olması gereken, attığı adımları ona göre atması hatta bin düşünüp bir konuşması, kılı kırk yarması gereken ‘çözüm süreci’nin önemli aktörlerinden olan BDP’nin başkanı dahil olmak üzere siyasetçileri bunun farkında değilmiş gibi geliyor bana.
Yoksa ‘Hiç kimse gelecekte pişmanlık duyacağı şeyler söylememeli ve davranışlarda bulunmamalıdır. Çünkü barış bu topraklara bir gün mutlaka gelecektir’ diyen birisinden daha tutarlı açıklamalar ve ‘çözüm sürecine’ katkıda bulanacak adımlar atmasını beklersiniz değil mi?
Daha duyarlı olmasını...
Süreci riske edecek adımlardan açıklamalardan kaçınmasını...
Daha dün Hakkari’de STK temsilcileriyle bir araya gelip ‘Barıştan rahatsız olan ve Kürtlerin AKP’ye saldırmasını isteyen bir grup var. Biz konuşarak sorunlarımızı çözeceğiz dedikçe barıştan rahatsız olanlar, provokatif eylemler yapanlar var. Bunlar savaştan hiç acı duymamıştır. Türkiye’nin her yeri barış sesine kulak vermeli. Barış ortamından rahatsız olanlar neden intikam almıyorsunuz, saldırmıyorsunuz diyorlar. Kürtler kimsenin tetikçisi değil. PKK’nın dağdan inmesinden rahatsız olanlar, çok sevdalıysanız dağlara çıkın iki gün kalın bakalım orada. Kürtler ne AKP’nin ne de devletin düşmanı değil” diyen Selahattin Demirtaş’ın...
Gerek Cizre’de ortaya çıkan manzara da, gerekse de Lice’de ‘savaş ortamını hatırlatıyor’ diyerek halkı karakola karşı kışkırtanların ‘aynı karanlık eller’ olduğunu bilmesi ve bunun Gezi Parkı eylemlerinin planının bir parçası olduğunu bilmesi gerekiyor değil mi?
Daha düne kadar ‘Bütün halkımıza ve herkese dikkatli olmalarını, provokasyonlara karşı duyarlı olmaları çağrısı yapıyorum’ diyen Selahattin Demirtaş’ın bugün ‘Kürt halkını sürekli eylemliliğe’ davet etmesinin...
Daha düne kadar ‘Sayın Başbakan baldıran zehri olsa içeceğiz duruşundan bu yana süreç hızla ilerliyor’ diyen birisinin ‘Hükümetin bu barışa inancı’nın olmadığını söylemesi size de ilginç gelmiyor mu?
Gerçi ‘çözüm süreci’ başladığı zaman ‘Çözüm sürecinin içinde biz yokuz’ diyenin de, AK Parti sessiz sedasız İmralı’yla görüşmelerini devam ettirirken, 30 yıllık terör sorunu bitirmeye yönelik olarak, ne doğuda ne batıda hiçbir ana ağlamasın diyerek adımlar atarken, şuursuzca ‘Bugün yaşanan ölümlerin sorumlusu AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan’dır. Bu hükümet savaş ve kan hükümeti olduğu için barış istemiyor’ açıklamaları yapanın da Selahattin Demirtaş olduğunu söyleyecekseniz.
Söz uçup gitmiyor işte... Arşivler ortada...
Girin internete Demirtaş yazın sonrasında ‘Çözüm süreci, Kürt sorunu, barış vs.’ yazın size birer gün arayla bile nasıl aksi yönde ve birbiriyle zıt açıklamalar yaptığını görün.
Bütün yaptığı açıklamaları alt alta koyduğunuz zaman önce ‘barış barış’ diyerek nasıl ‘barış karşıtı’ olduğunu ve İmralı’dan ayar yedikçe nasıl ‘barış sever’ olduğunu göreceksiniz.
‘Çözüm süreci sekteye uğramadı’ diyen de kendisi ‘Çözüm süreci sekteye uğramadı’ diyen de... ‘AKP şansını tüketmiştir’ diyen de ‘AK Parti bir şanstır’ diyen de...
Diyebilirsiniz ki birinci açıklamalar özünde barış istemeyen Bay Selahattin’e ait ikinci açıklamalar ise İmralı’nın zoruyla barışa taraf duran Sayın Demirtaş’a...
Ancak ben yine de Selahattin Demirtaş’ın geçmişte yaptığı tüm olumsuz açıklamaları, barış karşıtı söylemlerini anlayabilirim.
Benim anlayamadığım başka bir tuhaflık var... Ya Demirtaş Nişantaşılı beyaz Türk arkadaşlarıyla yeniden barıştı ve barışsever görünüp ‘sakın silahları bırakmayın’ diyen akılların etkisinde kaldı...
***
Gezi’yle başlattıkları ve çeşitli sebeplerle ülke sathına yaydıkları eylemleri ‘darbe direnişi’ olmadı ‘iktidarı itibarsızlaştırmaya’ razıyız kanaatkârlığı içerisinde 2014 seçimlerine kadar sürdüreceğe benziyorlar.
Demirtaş o ‘akılların etkisinde’ kalmadıysa...
Cizre’den Lice’ye uzanan Gezi eylemlerinde bu kez de çözümü istemeyen, provoke etmeye çalışan PKK’lı ve BDP’li kanatların ittifakı ortaya çıkmış oldu.