Mardin Artuklu Üniversitesinde, Beytülmakdis Akademi Sempozyumu gerçekleşti. Konu tam da hayati bir öneme sahip. Akademi ve Siyonizm adını taşıyor. İki gün sürdü. İkinci gün ben de katıldım. 15 farklı ülkeden, 80'nin üstünde tebliğ sunuldu.
Farklı bilim alanlarında Siyonizm, İsrail, soykırım, uluslararası hukuk, akademi gibi çok farklı konular ele alındı. Sosyolojiden siyaset bilimine, uluslararası ilişkilerden tarihe kadar çok değişik alanlarda uzman olan bilim insanları yer aldı. Arapça, Türkçe ve İngilizce dilinde sunumlar yapıldı. Üniversite heyecanlı, dinamik ve düşünme gayretinde olan bir ortamdan geçti. Rektör ve yöneticiler yakın alaka ve ilgi gösterdiler. Bilim ve akademi, bölgemizin ve hepimizin önemli bir meselesini konuştu.
Üniversitelerin üç temel işlevi var. YÖK kanununda da geçer bu. Araştırma yapmak, meslek öğretmek ve toplumu aydınlatmak. Bu sempozyum hem araştırma hem de toplumu aydınlatmak misyonunu üstleniyor. Farklı akademisyenler Siyonizm'i çok farklı veçhelerle araştırarak konuşmalar yaptı. Bir bilim müktesebatı ile tebliğler sunuldu. Akademiyi araştırma ve düşünme konusunda motive eden, geliştiren bir faaliyet. Aynı zamanda bölgemizi etkiyen ve ülkemizi yakından ilgilendiren bir konuda aydınlatma rolünde bulundular.
Bilim, keyif olsun diye yapılmaz. Bilim insana, toplumuna ve dünyaya faydalı olmak için yapılır. Bundan dolayı "aydınlatma" yönü önemlidir. Bizim düşüncemizde "faydasız ilim" ret edilir. Hayra, iyiliğe, adalete, doğruya ve saadete hizmet etmeyen bilim faydasızdır. Salt paraya, kazanmaya ve güç üretimine hizmet eden bilim ise faydasız olmanın ötesinde yıkıcıdır. Bilim, milletine ve dünyasına karşı mesuliyet içinde olmalıdır.
Siyonizm bütün dünyayı "öteki" olarak görüyor. Ontolojilerine göre dünya İsrail Oğulları ve İsrail Oğulları olmayanlardan meydana geliyor. Bu öteki bilincinden vahşet akıyor. Bilim, bu vahşet karşısında ne yapıyor? Dünya akademisi ne diyor? Batı üniversitelerinde hocaların görevlerine son veriliyor. Yahudi olan ve Nazi barbarlığından kaçarak ABD'de New School kuran gelenekte yer alan Prof. Nancy Frazer, geçen hafta Köln Üniversitesindeki çalışmasına son verildi. Neden ise Gazze'ye destek için yazılan bildiriye imza atmış olması gösteriliyor. Yine Prof. Dr. John Kean, Berlin Üniversitesinde iş akdi feshedildi. Gerekçe olarak da Gazze'ye yardım eden tutumlar içinde olduğu söylendi. Birkaç ay önce ünlü Alman filozof Habermas, İsrail'in Gazze katliamlarını onaylayan bildiriye imza attı. İsrail'e karşı çıkmanın anti-semitizme destek vermek anlamına geleceğini ileri sürdü.
Özgürlük, aydınlanma, evrensel hakikat peşinde koşan Batı akademisi, şimdi egemen güçlerin tehditleriyle yüz yüze yaşıyor. Siyonizm'in ürettiği hegemonya altında görevlerinden oluyorlar. Cesaretleri kırılıyor. Akademik özerklik yok sayılıyor. Bilimin Gazze'de ve dünyada süren baskıcı politikaları karşısında özerk bilim rüyaya dönüyor?
Peki Türkiye akademisi ne âlemde?
Batı düzeniyle barışık ve hatta onu ideal gösteren akademik çevrelerimizde Siyonizm'e söz söyleyen var mı? Foucault'un iktidar teorileri ile yatıp kalkan, Sartre'nin varoluşsal özgürlüğünü anlatanlar, Post-kolonyal teori parçalayanlar ne diyor? Bölgemizde iktidarı en vahşi biçimde sergileyen Siyonizm. Kolonyalizmi en teknolojik ve en barbar şekliyle uygulayan İsrail. Ağızlarından özerk üniversite ve özgür bilim ifadelerini düşürmeyenler, Siyonizm üzerine tek kelime etmiyorlar. Mardin Artuklu Üniversitesi, bu sessizliği bozdu. Türkiye'de bilimin vicdanı oldu. Siyonizm üzerine bilim insanlarını araştırmaya, düşünmeye ve konuşmaya çağırdı. Onları bir araya getirdi. Cesaret Ödülü verdi. İngiliz bir Hristiyan Papazın Siyonizm'e karşı gösterdiği vicdanlı tavrını ödüllendirdi. Türk bilim adamları Siyonizm'e ses çıkardı!