AK Parti’nin son kongresi, Başbakan Erdoğan’ın parti genel başkanlığına muhtemelen son aday olduğu kongre Türk siyasi tarihine çok ilginç bir kongre olarak geçecek.
Bu ilginç kongre ve Sayın Erdoğan’ın yaptığı konuşma üzerinden AK Parti, Erdoğan ve on senelik icraatı tartışılıyor.
Ve kanımca, bu tartışmalar son derece duygusal bir platform üzerinden götürülüyor, eleştiriler AK Parti’nin ve Erdoğan’ın muhtemelen haketmediği kadar sert, ölçüsüz, methiyeler de aynı ölçüde abartılı.
Oysa, AK Parti hareketinin iktidara gelişinin onuncu senesinde geçmişe yönelik mukayeseli bir analiz taşların muhtemelen daha bir yerli yerine oturmasına neden olabilir.
Süreci 1950’den yani şeklen de olsa çok partili bir sisteme geçtiğimiz dönemden başlatalım.
Temel olarak onar senelik dönemlere gidelim ve gerçekçi bir analiz yapmaya çalışalım.
1950-1960 Menderes dönemini düşündüğümüzde, Türk siyasi hayatını çok derinden yaralayan barbar idamları bir kenarı bırakırsanız, geriye, Türkiye tarımının piyasaya, ekonomiye açılışı kalıyor; Menderes döneminin en büyük başarısı muhtemelen bu tarım hamlesi.
60’lı senelerden geriye kalan ise Demirel döneminin 65-70 arası yakaladığı yüksek büyüme oranı (ortalama yüzde 6.5) ve enerji yatırımları; bu başarı da Demirel’e barajlar kralı ünvanını getiriyor.
70’li seneler çok büyük ölçüde kayıp seneler, 1971 muhtırasıyla başlıyor, 12 Eylül ile sonlanıyor ve aklımızda bu döneme ve geleceğe damgasını vuracak büyük bir başarı hamlesi kalmıyor.
80’li yıllar, Özal’lı yıllar diyebiliriz, önceki (70’ler) ve sonraki (90’lar) on yıllık dönemlere oranla çok daha başarılı, aklımızda izler bırakan seneler.
Türk parasının kıymetini koruma kanununun adeta tümüyle değiştirilmesi/kaldırılması, sermaye hareketlerini liberalize eden 30 sayılı karar, KDV ile tanışmamız, 1987 senesinde yurttaşlara AİHM’e bireysel başvuru hakkının tanınması, liberal politikalarla tanışmamız ile birlikte kaçakçılık mafyasının büyük darbe yemesi, pozitif faizler, gerçekçi kur, özelleştirme tartışmaları, Türkiye’nin farklı (olumlu anlamda) bir Başbakan ve daha sonra da yine farklı bir Cumhurbaşkanı tipolojisiyle tanışması aklımızda kalan çok olumlu gelişmeler.
Arkadan çok karanlık, her anlamıyla karanlık bir on sene, 90’lı seneler geliyor; faili meçhuller, 28 Şubat, vs. karanlığı içinde aklımızda kalan yegane olumlu konu AB ile gerçekleştirilen gümrük birliği ve Türkiye sanayiinin bu sınavı yüzünün akıyla geçmesi.
90’lı senelerin karanlık ortamı zaten geliyor kafasını 2001 krizine çarpıyor.
Fark edilebileceği gibi Türkiye, siyaseti ve ekonomisiyle onar senelik olumlu-olumsuz devrelere bölünmüş gibi sanki.
2000’li seneler ise çok başarılı diyebileceğimiz bir konjonktüre tekabül ediyor.
2009 senesi dışında çok başarılı bir büyüme ortalaması, bütçe açıklarının, enflasyonun seneler seneler sonra makul seviyelere gelişi, 1963’den beri yerlerde sürünen AB ilişkilerinde müzakere sürecinin başlatılması ve muhtemelen de en önemlisi askeri vesayetin pratikte çok büyük ölçüde geriletilmesi, geçici on beşinci madde ayıbından kurtulmamız 2000’li seneleri belirleyen büyük başarılar.
Sivil-asker ilişkilerinde, mali disiplinde, büyümede, AB sürecinde gelinen nokta son on seneyi muhtemelen yakın tarihimizin en başarılı on senesi yapıyor.
Ancak, sivil-asker ilişkilerinin hukuksal temelinin pek değişmemiş olması, büyük siyasi çoğunluklara ve siyasi desteğe rağmen sivil bir anayasanın hala ortada olmaması, AB ilişkilerinde yaşanan durağanlık, kürt meselesindeki belirsizlik başlı başına önemli sorunlar.
Gazetecilerin patronlarına şikayet edilmesine, parti kongresinde basına getirilen sınırlamalara girmiyorum, bu konuların uzun vadede analizi etkilemeyeceğini düşünüyorum.
Yakın tarihimize onar senelik söz konusu dilimler ile yaklaştığınızda, doğrudur, 2000’li seneler, AK Parti seneleri geçmiş dönemlere göre çok daha büyük bir başarıya tekabül etmektedir ama bu bilanço kanımca ne bu kadar sert eleştirileri ne de bu kadar ölçüsüz methiyeleri gerektirmektedir.
Yirmi, otuz sene sonra dönem(ler)in böyle değerlendirileceğini düşünüyorum.
Benim için de önemli olan budur.
twitter.com/KarakasEser